Tabiat araştırmacılarından oluşan 4 kişilik takım, Safranbolu’da bulunan Türkiye’nin 4’üncü büyük mağarası olan Bulak’ta (Mencilis) araştırma ve inceleme yaptı. İnceleme yapan grubun içerisinde tabiat araştırmacıları Cemil Belder, Cemal Özbek, Ümit Çolakoğlu ve Bahadır Öztürk bulunuyordu.
Yeraltının gizemli dünyasını araştırmak ve doğal hoşlukları gün yüzüne çıkarmak için araştırma yapan grup, kask kameraları ile 10 saat süren seyahati saniye saniye kayıt etti. Seyahat sırasında yer yüzeyinden ortalama 650 metre aşağıda 3 bin metrekarelik kuvvetli ilerleyiş yapıldı. Mağara içinde ortalama sıcaklığın 15 derece olduğu ve nem yüzeyinin yüzde 70 düzeylerinde olduğu keşif sırasında belirlendi. Kimi vakit yürüyerek kimi vakit tırmanarak ilerledikleri güçlü parkurda tırmanış ve inişlerde yaşanan zahmetler kameraya yansıdı.
Cemil Belder, mağarada inceleme yaparken mağaranın 2 bin 150’nci metresinde duvarda Arap harfleri ile yazılmış bir not gördü. Gördüğü notu fotoğraflayıp kayıt altına aldı. Hattat yardımıyla Türkçeye çevrilen 1261 (1845 Miladi) tarihli notta, “İkiniz orada mısınız? Biz burada (sizi) arıyoruz. Feyzi – İzzet” yazdığı öğrenildi.
“NOTTA YAZANI ÖĞRENİNCE ŞOK YAŞADIM”
Bulak (Mencilis) Mağarasında gizemli bir not bulan Tabiat Araştırmacısı Cemil Belder, “Yaptığım mağara araştırmasında en dikkat çeken ayrıntı 2 bin 150’nci metrede mağaranın sağ duvarına yazılan Osmanlıca harfler oldu. Yazıları gördüğümde birinci bakışta ne olduğunu anlayamadım. Daha sonra notta ne yazdığını araştırmak için fotoğrafladım. Safranbolu Tarihi çarşıda bulunan Türbealtı Cami vazifelisi Hattat Usame Yakışır’ın okuma ve çeviri kısmında kâfi bilgiye sahip olduğu için kendisinden dayanak istedim. Notta ‘1261 (1845 Miladi) İkiniz orada mısınız? Biz burada (sizi) arıyoruz. Feyzi – İzzet.’ yazdığını söyledi. Hattattan aldığım çeviri karşısında kısa vadeli şok yaşadım. Açıkçası yalnızca isim ve yıl çevirisi beklerken bir ileti içeren yazı ile karşılaştım ve bunu beklemiyordum. Esasen bu duvarda eski yazılar görmek bile epeyce şaşırtan. Zira bu noktaya kadar bizler günümüzde yüksek pil kapasitesine sahip fenerler ile lakin ulaşabiliyoruz. O tarihte buraya kadar nasıl ulaşabildiler şaşırmamak mümkün değil” diye konuştu.
Cumhuriyet
