Bülent Ersoy’un 21 şahıstan oluşan orkestrası, 28 Ağustos’ta çift aşının yanı sıra PCR testi de istenen KKTC’ye girişte, otelin temin ettiği düzmece PCR testleriyle yakalanmıştı.

Polis nezaretinde sahneye çıkan ve akabinde yargılanan orkestra üyeleri, son duruşmalarında birer ay mahpus cezası alırken; şef Onur Özelçağlayan ise 1.5 ay mahpus cezasına çarptırılmıştı. Cezaları tamamlanan orkestra üyeleri Lefkoşa Cezaevi’nden tahliye edildi.

“BÜLENT ERSOY İLE YOLLARIMIZI AYIRDIK”

Orkestranın şefi Onur Özelçağlayan, ‘Söylemezsem Olmaz’ programında Ersoy’la yollarını ayırdıklarını açıkladı.

Özelçağlayan, “14 yıldır çalışıyoruz Bülent Ersoy’la. Bülent Hanım’ın hiçbir hatası yok. Ona kırgınlığımızın nedeni, kendimizi yalnız hissetmemiz. ‘Avukat tutacağız’ dedi, tutmadı. Biz manevi olarak yanımızda olsun istedik.” tabirlerini kullandı.

“İŞİN CILKI ÇIKTI”

Habertürk’te yer alan habere nazaran; Bülent Ersoy bunun üzerine orkestra üyelerine reaksiyon gösterdi.

Ersoy, “Bu iş düzgünce terbiye hudutlarını aşıp nankörlük düzeyine ulaştı. Ben bu olayın neresindeyim? Organizatör müyüm? Sarfiyat müziğimi söylerim, ne olmuş ne bitmiş beni hiç enterese etmez. Menajer toplam 500 bin TL dağıttı onlara, işin cılkı çıktı. Onların beni tercih etmemesi değil, ben sanki onları tercih ediyor muyum? Ben Bülent Ersoy’um” diye cevap verdi.

“RIZKIMIZI KAZANMAYA GİTTİK”

Orkestranın davulcusu Ahmet İzgi, basın mensuplarına yaptığı açıklamada, “Biz oraya rızkımızı kazanmaya gittik fakat mahkum edildik” diye konuştu. İzgi, “İki yıldır pandeminden ötürü çalışamıyorduk. Tam iş dönemi açıldı, beşerler işe gitti. 2 buçuk ay orada mahsur kaldılar. Ben ağır bakımda yattım. 1 ay otelde kaldık. Orada 4 defa, 5 kez test olduk. Buradan giderken 2 defa test olduk. Hepimiz negatiftik. Bizi hasta insanların içine attılar. Bir ay otelde kaldık. Bir ay mahpusta kaldık. İki arkadaşımız dönemedi. Biri müspet olduğu için orada kaldı oburu de hala hapiste” dedi.

“BÜLENT HANIM BİZİMLE İLGİLENMEDİ”

Bülent Ersoy’a da reaksiyon gösteren Ahmet İzgi şunları söyledi:

“Bize hiç yardım etmedi. Ben ağır bakımda kaldım, entübe oluyordum. Bülent Hanım bizimle ilgilenmedi. Hiçbir yardımı olmadı. ‘Avukat tutacağım’ dedi lakin kimsenin avukat tuttuğu yok. ‘Servetimi harcayacağım’ dedi fakat biz kimsenin servetini filan istemiyoruz. Bize yalnızca bir hatır sorsaydı, arasaydı. Bizim ailelerimiz hop oturup hop kalktı hasta olduğumuzu duyunca. Biz müzisyeniz. İşimize devam edeceğiz.”

“Tekrar Bülent Ersoy’un orkestrasında çalacak mısınız?” halindeki bir soruya İzgi, “Yok canım. Bülent Ersoy kendine orkestra bulamıyor Türkiye’de. Kimse çalışmıyor, çalışmaz da. Ben onunla niçin çalışayım” halinde karşılık verdi.

“KİM SEBEP OLDUYSA ALLAH’A HAVALE EDİYORUM”

Annesi, babası, eşi ve çocukları tarafından karşılanan kemancı Onur Yırgal ise, “Konser için gittik. Tek hatamız işimize gitmemiz. Bizim ismimize geçersiz evrak düzenlenmiş. Bizim hiçbir şeyden bilgimiz yok. Yalnızca ‘WhatsApp’ üzerinden gönderdikleri bir kağıtla KKTC’ye girişimiz sağlandı. Sonra bu dokümanın düzmece olduğu öğrenildi. Bizim cürmümüz yalnızca işimize, ekmek paramıza gitmemiz. Diğer bir cürmümüz yok. Bu olaylara kim sebep olduysa Allah’a havale ediyorum” diye konuştu.

Cumhuriyet