Babasının vasiliğiyle ilgili duruşmada hayatı, vücudu, parası üzerinde hiçbir denetiminin olmadığını, babası tarafından çalışmaya, lityum üzere ağır ilaçlar almaya zorlandığını, evlenip çocuk yapmasına müsaade verilmediğini anlatan ünlü müzikçi, ‘’Bana karşı cephe oluşturulmuş, zorbalık yapılmış, terk edilmiş ve yalnız bırakılmış hissediyorum’’ dedi.
1990’lar ve 2000’lerin başında ‘pop müziğin prensesi’ olarak anılırken özel hayatındaki iniş çıkışların akabinde 2008 yılında babasının vasiliğine giren Britney Spears, 13 yıl sonra mahkemede tam bir isyan bayrağı açtı.
‘’KİMSENİN KÖLESİ OLMAYA GELMEDİM’’
Los Angeles’daki mahkemeye 23 dakikalık telefonla tabir veren Spears, yargıçtan hayatını denetim eden vasiliğin sona erdirilmesini isterken, vasiliğin kendisini sömürdüğünü, istismar ettiğini, kendisine travma yaşattığını, hayatını tam manasıyla yaşamasını engellediğini söylerken, ‘’Tüm istediğim ömrümü geri almak, bu dünyaya kimsenin kölesi olmaya gelmedim’’ dedi.
Yargıca ‘’Bana karşı cephe oluşturulmuş, zorbalık yapılmış, terk edilmiş ve yalnız bırakılmış hissediyorum’’ diyen ünlü müzikçi, bugüne kadar kamuoyuna kederini tam manasıyla anlatamadığını, çünkü kimsenin kendisine inanmayacağı hissine kapıldığını söyledi. ‘’Uzun vakittir mahkemeye tabir vermiyordum, zira rastgele bir seviyede duyulduğumu hissetmiyordum’’ vurgusunu yaptı.
Britney Spears, mali durumu üzerinde hiçbir denetimi ve hiçbir bağımsızlığı olmadığı halde çalışmaya zorlandığını, çok sayıda psikiyatrik değerlendirmeden geçirildiğini, lityum üzere ağır ilaçlara maruz bırakıldığını ve vasiliği boyunca babası James Spears tarafından travmatize edildiğini söyleyerek; ‘’Değerlendirmeye gerek bile duyulmadan vasiliğin sona erdirilmesini istiyorum. Bu ortada terapistin benim konutuma gelmesini istiyorum, benim oraya gidip de tüm bu paparazziler tarafından utandırılmak üzere bir niyetim yok’’ dedi.
Çalışmaya orta vermek, tekrar evlenmek, daha fazla çocuk yapmak üzere kendi istediklerini yerine getiremediğini anlatan Spears, bir bebek daha yapmak için rahim içi aygıtını çıkarmak istediğini, lakin vasilerinin buna müsaade vermediğini argüman etti.
‘’YALAN SÖYLEDİM’’
‘’Yalan söyledim ve tüm dünyaya iyi olduğumu, memnun olduğumu söyledim. Lakin aslında şoktaydım. Travma geçiriyorum. Bir kelam vardır, gerçek olana dek numara yap. Lakin artık size gerçeği söylüyorum. Keyifli değilim, uyuyamıyorum. Çok kızgınım. Depresyondayım, her gün ağlıyorum’’ diye konuşan Spears, ‘babasının dileklerini yerine getirmediğinde babası tarafından cezalandırıldığını ve kendisini babasının taleplerinin kölesi üzere hissettiğini’ lisana getirdi.
Vasiliğin bitirilmesini talep edebileceğinden bile uzun müddet haberinin olmadığını belirten müzikçi, bir seferinde Las Vegas’ta kalmayı reddetme teşebbüsünde bulununca terapistinin kendisini seanslarda işbirliği yapmamak ve ilaçlarını almamakla suçlayıp derhal en ağır psikiyatri ilaçlarından biri olan lityum verdiğini, lityum yüzünden kendisini sarhoş üzere ve kaygı içinde hissettiğini anlattı.
Evvelki terapistinin gücünü berbata kullandığını, menajerlerinin onu yıllarca orta vermeden performans sahnelemeye zorladığını, 2019 yılının başında Las Vegas gösterilerini iptal edince babası tarafından ayda 60 bin dolar fiyatı olan bir tedavi merkezine zorla yatırıldığından yakınan Spears, ‘’Ben bu dünyada bu muameleyi hak edecek bir şey yapmadım. Beni istemediğim rastgele bir şey yapmaya zorlamaları, çok yanlış’’ dedi.
Tek istediğinin gerçek bir hayat olduğunu, fakat muhtemelen terapinin devam etmesine muhtaçlığı bulunduğunu söz eden müzikçi, kendisi için oluşturulacak tıbbi plan için kendisinin onayının alınmasını ve kendi avukatını seçmeyi talep ettiğini belirtti.
Justin Timberlake’den Mart 2002’de ayrıldığı Spears’a takviye geldi. Ünlü şarkıcı-aktör, toplumsal medya paylaşımlarında şu vurguları yaptı; ‘’Bugün gördüklerimizden sonra şu anda hepimiz Britney’i desteklemeliyiz. Geçmişimizde iyi yahut makûs ne olursa olsun ve ne kadar uzun vakit evvel olursa olsun ona yapılanlar gerçek değil. Hiçbir bayan kendi vücudu hakkında karar vermekten kısıtlanmamalıdır’’ dedi.
Cumhuriyet
