Havacılık, uzay ve teknoloji şenliği Teknofest kapsamında düzenlenen Robotaksi-Binek Otonom Araç Yarışı, Bilişim Vadisi’nde bugün başladı. Müsabakaya Bülent Ecevit Üniversitesi’nden katılan Karaelmas grubu, araçlarının tamamını kendileri ürettikleri gereçlerden yapan başka kadrolardan farklı olarak, hurdalıktan aldıkları 1989 yılına ilişkin Serçe model arabası otonom araca dönüştürdü.
Robotaksi yarışının formatına uygun olması için sarı renge boyayıp, üzerindeki içten yanmalı motoru söken kadro, modifikasyonları yaklaşık 8 ayda tamamlayıp şoförsüz bir araç elde etti. Yapılan süreçler sonrasında yaklaşık 15 bin TL’ye mal olan ‘sürücüsüz Serçe’, bugün parkura çıkarak Robotaksi misyonunu tamamlayacak.
Parkurda büsbütün üzerindeki sensörleri kullanarak yolunu bulacak olan araç, belirlenen noktadan aldığı yolcuyu öteki bir yere götürdükten sonra parkur sonundaki alana kendi kendini park edecek. Yarışa ‘Özgün Araç’ kategorisinde katılan grup, tüm vazifeleri tamamlayarak birinci olursa 75 bin TL para mükafatını de kazanacak.
‘ROBOTAKSİ’YE UYGUN OLMASI İÇİN SARIYA BOYADIK’
İnternette gördükleri modifiyeli bir arabadan esinlenerek hurdalıkta araç aramaya başladıklarını söyleyen Karaelmas Ekibi Kaptanı Berat Cansız, “Takımımız müsabakaya 3 yıldır katılıyor. Son 2 yıldır Robotaksi müsabakasında finale kadar geldik. Geçen sene Türkiye üçüncüsü olduk. Bu sene de yeniden birinci 3’te bir derece almayı hedefliyoruz. Aracımızı hurda bir Serçe gövdesi kullanarak yaptık. Daha evvel internet üzerinde modifiye edilmiş 1989 model bir Serçe görmüştük. ‘Neden biz de bu biçimde katılmayalım?’ diye kendimize sorduk. Yarışa bu araçla katılmaya bu halde karar verdik. Müsabakanın ismi Robotaksi olduğu için, dizaynın bu konsepte çok uygun olacağını düşündük. Ondan sonra, aracı hurdalıktan bulup bu evreye getirme süreci başladı. Hoş bir araştırma sonrasında, hurdalıktan 3 bin TL karşılığında lacivert renk olarak aldık bu aracı. Daha sonra endüstride üzerine birtakım geliştirmeler yaptık. Aracı Robotaksi’ye uygun olması için sarıya boyadık. Ondan sonra aracımızın üzerine elektronik sistemini kurduk. Bizim kendi dizaynımız olan elektronik bir kartımız var. Büsbütün özgün bir biçimde yaptık. Daha sonra yazılımcı arkadaşlarımız araç üzerinde birtakım testler ve çalışmalar gerçekleştirdi. Kendi yazılımlarını araca yüklediler. Bu da büsbütün özgün biçimde gerçekleşti” dedi.
‘1989 MODEL ARACIN ŞOFÖRSÜZ GİDEBİLMESİNİ SAĞLADIK’
Aracı hurdadan aldıktan sonra birinci olarak üzerindeki içten yanmalı motoru söktüklerini anlatan Cansız, şöyle konuştu:
“Aracın hurdadan alınması haricinde üzerinde yapılan bütün modifikasyonlar bizim özgün çalışmamız oldu. Burada çok olumlu reaksiyonlar de bizim için çok hoş oldu. Aracı yarış konseptine uydurabilmek için endüstride aylarımızı harcadık. Aracın birinci olarak direksiyonunu ayırdık. Daha sonra araçtaki motor ve şanzımanı söktük. Zira elektrikli bir proje olacaktı. Aracın üzerindeki içten yanmalı motoru kullanmayacağımız için yük yapmasını istemedik. Bütün sistemleri tam söktük. Aracın üzerindeki hazır direksiyon kutusuna bir elektrik motoru bağladık. Bunun belli kademelerde ölçümlerini yaparak elektronik bir dönüş düzeneği oluşturduk. Daha sonra gerideki 13 inçlik jantlarımızın içini oyarak, oraya elektrikli hub motorları kaynattık. Bu da tornalanması, kaynaklanması ve testlerinin yapılması süreçlerinde 3 hafta kadar sürdü. Takım olarak büyük bir gayret ile 1989 model klasik bir aracın, şu anda 2021 yılında otonom, şoförsüz bir formda gidebilmesini sağladık.”
Cumhuriyet
