Kulakların, dünyayla irtibatı sağlayan vakte ve yere adaptasyonunda değerli rol oynayan bir organ olduğunu söyleyen Kulak Burun Boğaz Uzmanı Mustafa Çelik, Kulak ve İşitme Sıhhati Günü nedeniyle açıklama yaparak ailelere tavsiyelerde bulundu.

Dr. Çelik, “Kulak sıhhati, yalnızca dış kulak yolu ile ilgili olmayıp, orta kulak ve iç kulak işitme yollarındaki yapıların korunması ile ilgilidir. Kulak sıhhati, kulağın işlevlerinin korunmasını ve sistemli biçimde yapılmasını da mümkün kılmaktadır. Kulak aslında, bedende çok yer kaplayan bir organ olmamasına karşın, çok değerli işlevleri bulunmaktadır. Konuşma, işitme ve istikrar ile ilgili hayati vazifeleri bulunmaktadır. Kulak sıhhatinin korunamaması durumunda, çocuklarda konuşmada gerileme, kekemelik, yetişkinlerde çınlama, işitme kayıpları ve istikrar sorunları esas görülen hastalıklardır. En kolayından dış kulak yolunda ‘buşon’ dediğimiz kulak kirinin varlığı, hastaların hayatlarını olumsuz etkilemektedir” dedi.

“İŞİTME KAYBINA YOL AÇABİLİR”

Dr. Çelik, işitme yollarındaki rastgele bir patolojinin işitme kaybına yol açabildiğini belirterek, “Dış yerdeki ses olarak isimlendirdiğimiz güç, kulak kepçesi, dış kulak yolu, orta kulak, iç kulak ve santral işitme yollarını takip ederek beyinde ses gücün algılanmasını ve işitmenin oluşmasını sağlar. Kulak kepçesinden beyefendisine kadar olan alanlardaki patolojiler işitme kaybıyla sonuçlanabilmektedir. Dış kulak yolunda buşon varlığı, kulak zarının yırtık olması, orta kulak kemikçiklerinin hasar görmüş olması, iç kulak patolojileri, yaşlılık, akustik nörinom üzere beyin sapını tutan tümöral kitleler işitme kaybına neden olmaktadır” diye konuştu.

”TEDAVİ İÇİN CERRAHİ MÜDAHALE KURAL DEĞİL”

İşitme kayıplarında tedavinin, nedene nazaran değiştiğini söyleyen Çelik, “Dış kulak yolunda tıkayıcı buşon varlığında kolay bir temizleme süreci işitme kaybını tedavi ederken, kulak zarında yırtık olması, orta kulak kemikçiklerini etkileyen defektler, orta kulakta kireçlenme olması, ileri derecede sensörinöral işitme kaybı olması durumunda koklear implant üzere cerrahi prosedürler uygulanabilmektedir. Fakat, her işitme kaybının tedavisi cerrahi uygun olmamaktadır. İşitme aygıtları, ameliyata uygun olmayan hastalarımız için hayat kurtarıcı olabilmektedir. İşitme aygıtlarının günlük hayatta kullanılması, hayat kalitesini değerli derecede artırmaktadır. İşitme aygıtları ile işitme kaybı tedavi edilmemektedir. İşitme aygıtları, sesin amplifikasyonunu sağlayarak ses iç kulağa daha yüksek şiddette iletilmesini sağlamaktadır” tabirlerini kullandı.

Dr. Çelik, kelamlarına şöyle devam etti:

“İşitme, hayatın içinde olmayı yer ve vakte ahengin en kıymetli kesimlerindendir. İşitmeyen hasta kendini vakitten ve yerden soyutlamaktadır. İşitme kaybı ve tedavisiz bırakılması, insan hayatını olumsuz etkilemektedir. Bilhassa çocuklarda doğuştan kaynaklanan işitme kayıplarında tedavi edilmemesi, çocuğun toplumdan soyutlanmasına neden olmaktadır. İşitme çocuklarda konuşma, kognitif gelişim ve okul muvaffakiyetinden epey tesirlidir.”

BU TAVSİYELERE DİKKAT

Dr. Öğr. Üyesi Mustafa Çelik, kulak sıhhatini muhafazanın değerine vurgu yaparak şu tavsiyelerde bulundu:

“Kulak tıkanıklığı ve kaşıntısı durumunda kulak çöpü ile kulağı karıştırmamak. Yüksek ses ile televizyon, radyo, müzik dinlememek. Uzun müddetli kulaklık takmamak. Uzun müddetli telefon konuşmaları yapmamak. Banyodan sonra dış kulak yoluna rastgele bir yabancı cisim sokmamak yapılabilecek kolay müdafaa prosedürleridir.”

”TIKANIKLIK DEYİP GEÇMEYİN”

Kulakla ilgili bir rahatsızlık ya da tıkanıklık hissedildiğinde, kesinlikle kulak burun boğaz hastalıkları uzmanına başvurulması gerektiğinin altını çizen Çelik, “Özellikle tıkanıklıklarda, kulak paklığı sonrası, kulağın bu türlü bir alışkanlık yapacağı inancı büsbütün yanlıştır. Kulak paklığı periodik olarak değil, muhtaçlık halinde yapılmalıdır. Lakin, kulak sıhhatinin korunması için 6 ayda bir rutin bir KBB muayenesini öneriyoruz” dedi.

Cumhuriyet