TMMOB İzmir Vilayet Uyum Konseyi, 30 Ekim’de yaşanan İzmir sarsıntısı sonrasında Bayraklı ilçesinde birtakım orman alanlarının meskenlerini kaybedenler için kalıcı konut yapılmak üzere ‘orman’ dışına çıkarılması çalışmalarına ait yazılı açıklama yaptı. Açıklamada, ‘Tapuda orman olarak kayıtlı olan Bayraklı İlçesi 2261 ada 59 parselin yaklaşık 360,00 hektarı ve 14,18 hektarlık 37908 ada 2 parselin tamamının meskenlerini kaybeden vatandaşlarımız için kalıcı konut yapılmak üzere orman dışına çıkarılması için çalışma yapıldığı tespit edildiği’ belirtildi.
Kelam konusu alanın Yamanlar dağından başlayan ve yaklaşık bin 750 hektarlık su toplama havzasına sahip Laka Deresi Havzası içinde kaldığına dikkat çekilen açıklamada, “İzmir’de 1995 yılında meydana gelen sel felaketi sonucu yitirdiğimiz 65 vatandaşımızın 58’i Laka Deresi Havzası’ndan gelen sellere kapılarak hayatını kaybetmiştir. Sel felaketinden çabucak sonra periyodun orman yönetimi yetkililerince yerinde yapılan inceleme sonucunda büyük felaketin yaşandığı Laka Deresi Havzası’nda yüzeysel akışın bertaraf edilmesi için çabucak çalışmalara başlanmasına karar verilmiş ve erozyon denetimi yapılması planlanan toplam 1.326,53 hektarlık hazine toprağı Orman Genel Müdürlüğü’ne tahsis edilerek orman rejimi içine alınmıştır. Çalışmalar İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin katkısıyla periyodun Ağaçlandırma ve Erozyon Denetimi Genel Müdürlüğü’nce yürütülmüştür. Yapılan binlerce km. teras, yüzlerce m3 kuru duvar eşik, harçlı duvar ve tersip bendi üzere erozyon denetimi düzenlemeleriyle, dikilen yüz binlerce fidan sayesinde yüzeysel akış denetim altına alınmış ve muhtemel sel felaketlerinin önüne geçilmiştir” denildi.
“Ancak akla ve bilime nazaran yapılmış başarılı uygulama alanında ortadan geçen vakitle felaket unutularak sahanın yaklaşık 74,00 hektarlık kısmı 2010 yılında kent hastanesi yapılmak üzere sıhhat bakanlığına tahsis edildiği ve inşaatın hala devam ettiği” belirtilen açıklamada bu sefer da belirtilen alanın geriye kalan 375 hektarlık kısmının, 6831 sayılı yasanın Ek.16 hususuna nazaran orman dışına çıkarılarak depremzedelere kalıcı konut yapılmak üzere Toplu Konut Yönetimine (TOKİ) evresinin yapılacağı kaydedildi.
“YENİ FELAKETİN TABANI OLUŞTURULMAMALI”
“Depremzedelerin daha inançlı bir yerde kalıcı konutlarına bir an evvel kavuşturulması gerektiği fakat; zelzele üzere sel baskınının da değerli bir doğal afet olduğu göz arkası edilemeyeceği” vurgulanan açıklamada, “Ayrıca İzmir merkezinin yeşil alan ve orman bakımından hudutlu imkanlara sahip olduğu bilinen bir gerçektir. Buna rağmen; ağır emek ve milyonlarca lira para harcanarak yapılan çalışmalar sonucunda ortaya çıkarılan bedel ile İzmir için hayati bir kıymet kazanan bu orman toprağının depremzedelerin konut muhtaçlığının karşılanması üzere hassas bir münasebete sığınılarak yeni bir rant alanı yaratılmasına asla müsaade verilmemelidir. Sel felaketi de sarsıntı üzere insanları ve ömür alanlarını tehdit eden kıymetli bir tabiat olayıdır. Bu alandaki erozyon denetimi çalışmalarının sel önleyici işlevi görmezden gelinerek müsaade verilecek yapılaşma ile bir felaketin yaralarını sarmaya çalışılırken bir öbür felakete taban hazırlanacaktır” tabirleri yer aldı.
Sarsıntı gerekçesiyle belirlenen bu alanın yürürlükte bulunan plan kararlarına ve müdafaa statülerine de karşıt olduğu belirtilen açıklamada ayrıyeten belirlenen rezerv alanı ile birlikte Bayraklı’da yıkımın gerçekleştiği alanda da inşaat faaliyetlerine süratlice başlanacağı kamuoyuna açıklamasına karşın bu kararların ivedilikle verilmesinin kâfi tahlil ve çalışmaların yapılıp yapılmadığı konusunda önemli soru işaretleri doğurduğu söz edildi.
Cumhuriyet
