Organize hata örgütü başkanı olduğu argümanıyla hakkında soruşturma başlatılan Sedat Peker, yayımladığı görüntülerde gazeteci Kutlu Adalı cinayetiyle ilgili savlarda bulunmuştu.
Peker, Korkut Eken’in kendisinden Adalı için tetikçi istediğini ve kendisinin de Eken’e kardeşi Atilla Peker’i önerdiğini, Eken’in Atilla Peker’le Kıbrıs’a gittiğini lisana getirmişti. Atilla Peker’in tıpkı taraftaki sözü de savcılık tutanaklarına geçmiş, Atilla Peker, Kıbrıs’ta denk gelemedikleri için Adalı’yı öldürmeden döndüklerini, daha sonra ise Eken’in kendisine “o işi hallettiklerini” söylediğini de sav etmişti.
Eken ve Peker’in Kıbrıs ziyaretini emekli Orgeneral ve eski Jandarma Genel Kumandanı Galip Mendi de doğrulamıştı.
Susurluk davasından da karar giyen ve ismi faili meçhul cinayetlerle anılan Korkut Eken de Sözcü gazetesine yaptığı açıklamada, Kıbrıs’a Mehmet Ağar’ın görevlendirmesiyle, PKK’nın faaliyetlerini incelemek üzere gittiğini, yanına da Atilla Peker’i aldığını, Kutlu Adalı ile bir ilgisinin olmadığını söylemişti.
KIBRIS’TA ARAŞTIRMA EFORU
Gerçek Gündem’den Sami Menteş’in haberine nazaran, Peker’in argümanları Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde (KKTC) çok konuşuldu.
Kıbrıs’ta iktidarda bulunan Ulusal Birlik Partisi ve sağ partiler Adalı cinayetiyle ilgili sessiz kalmayı tercih etti.
KKTC’de Kutlu Adalı cinayetini üzerindeki sis perdesinin dağıtılması hedefiyle Meclis’te araştırma komitesi kurulması kararlaştırıldı. 27 Mayıs 2021’de Kuzey Kıbrıs Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Meclis Grubu’nun sunduğu Meclis Araştırma Komitesi kurulması önergesi, Cumhuriyet Meclisi Genel Kurulu’nda oy birliğiyle kabul edildi.
Meclis’te kurulan araştırma komitesi gerçeğin açığa çıkması için bir fırsat olarak görülmüştü lakin beklenilen olmadı.
KOMİTE HİÇ FAALİYETE GEÇMEDİ
Öte yandan, komitenin kurulması için oy birliğiyle karar alındığı lakin hiç kurulmadığı ortaya çıktı.
CTP yetkilileri, ülkenin 23 Ocak’ta seçime gideceğini, seçimden sonra komite kurulması için tekrar önerge vereceklerini söyledi. Lakin komitenin artık kadük kalacağı kaygısını taşıyorlar.
Pekala, Kutlu Adalı cinayetini araştırma komitesi neden kurulmadı?
Bahisle ilgili bilgi veren milletvekilleri, iktidardaki Ulusal Birlik Partisi’nin seçim tarihini ertelemek için Meclis iç tüzüğüne karşıt bir biçimde komite kurmaya çalıştığını, komitenin üye sayısında Meclis’teki partiler ortasında bir mutabakat olmadığını söyledi. Komitedeki üye sayısındaki uyuşmazlığın Kutlu Adalı komitesine de yansıdığını ve bu tartışmalar sonucu komitenin kurulamadığını belirttiler.
Komitenin çalışmaya başlamamasındaki görünürdeki sebep buydu…
CİNAYETİN AYDINLANMASINDAN UMUTLULAR MI?
Kutlu Adalı cinayetinin aydınlanmasıyla ilgili bugüne kadar yapılan çalışmalar sonuçsuz kaldı. Ada halkının bu hususta çok umutlu olduğu da söylenemez.
Cinayetin açığa kavuşması için, yalnızca Kıbrıs’ta yürütülecek bir soruşturmanın sonuç vermeyeceği Türkiye ve KKTC makamlarının birlikte soruşturma yürütmesi gerektiğini düşünüyorlar. Zira, Peker’in argümanlarında ismi geçen şahıslar Türkiye’yle irtibatlı.
KKTC’nin kendine mahsus şartları da soruşturmada Türkiye’yle birlikte hareket edilmesini kaide koşuyor. Kıbrıs’ta polisin sivil hükümete değil askere bağlı olması adada yürütülecek soruşturmadan sağlıklı bir sonuç çıkmayacağı niyetini doğuruyor.
Kutlu Adalı’nın öldürülmesinin üstünden geçen çeyrek asırdan sonra cinayette hala karanlık noktalar bulunuyor. KKTC’de her şeyin aydınlığa kavuşması öteki bahara kalmış görünüyor.
PEKER NE DEMİŞTİ?
Sedat Peker, çektiği görüntülerin 7’ncisinde 1996’da Kıbrıs’ta öldürülen gazeteci Kutlu Adalı hakkında tezlerde bulunmuştu. Peker, açıklamasında şunları söylemişti:
“1996’da Kutlu Adalı’nın cinayetine değineceğiz dedik; kelam namus. Tahminen bunu anlattığımda biraz bu türlü şey olacaksınız… Devletimizle hiçbir alakası yok. Biz o vakit Korkut eken, Mehmet Ağar daima beraberiz. Korkut abinin odası, Mehmet Ağar’ın odasının yanında. Çok iyi dinleyin burayı, çok iyi…
Genciz, vatanseveriz, işte şu PKK’ya yardım ediyor ancak genelde bana işadamlarını yönlendiriyorlar. Faili meçhullerden fazla. Onları da anlatacağım lakin bugün yetişmez.
(Korkut Eken) Bana dedi ki “Kıbrıs’ta bir adam var.” “Evet abi” dedim, “Bu Kıbrıs’ı Rumlara satmak istiyor” dedi. Dedi ki “Bana iki profesyonel…” “Ben kendi öz kardeşimi vereceğim sana” dedim. Atilla Peker’i dedim. Çok güzeldir, uzmandır dedim. THY uçak biletlerini, hard disklerini atmıyor. Biletlerden bakabilirler, Korkut Eken, Atilla Yıldırım bu cinayetten ne kadar evvel (Kıbrıs’a) gittiler. Allah o insanın kanını bize nasip etmedi.
Ortadan vakit geçti, döndüler 3-4 gün sonra. Den gelinemedi. Korkut abi ile konuştuk, dedi tekrardan gideceğiz. Sonra orada öteki bir bunlara bağlı takım öldürmüş. Karşılaştık Korkut abi ile, “Halloldu” dedi.
Atilla Peker, kanser ameliyatı oldu, konutta yatıyor. Namuslu adamdır. Benim biraderim korkmaz, doğruyu anlatır. Ben öldürsek öldürdük derdim, zira vakit aşımına girdi. Bir şeyden korktuğum için değil.
Artık diyecekler ki “Niye anlatmadın?” Lan neyi anlatayım. Gördüğünüz her şeyi anlatıyor musunuz siz? Hepimiz birbirimizin aynısıyız.”
ATİLLA PEKER’İN SÖZÜ: EKEN’LE KIBRIS’A GİTTİK
Peker’in kardeşi Atilla Peker müracaat savcılığına verdiği ve kamuoyuna imzasız nüshanın yansıdığı dilekçede, gazeteci Kutlu Adalı’yı öldürmek için eski MİT’çi Korkut Eken’le Kıbrıs’a gittiklerini söylemişti.
Atilla Peker, dilekçede şunları söylemişti:
“Kardeşim Reis Sedat Peker beni 1996 yılı mart ya da nisan ayında aradı. Ankara Sheraton Otel’e gelmemi istedi. Ben de isteğine uyarak bulunduğu yere gittim. Orada Korkut Eken ile kendisinin bulunduğu ortamda Kıbrıs’a Korkut Eken ile birlikte gitmem gerektiğini polis ve askerlerimizi şehit eden terörist şahısların bulunduğunu ve bu bireylerin öldürülmesi gerektiğini söylediler.
Sonraki gün ben Korkut Eken ile THY’nin tarifeli uçağı ile Kıbrıs’a gitmek üzere denetim yapılmadan uçağa gerçek geçerken evvel memurlara cebinden çıkardığı birkaç kimlik ortasından seçerek Mustafa kimliği gösterdi ve kendini kaydettirdi. Korkut Eken bana “JERIKO”bir silah verdi ve belimde silah olmak suretiyle uçağa bindik. Kıbrıs’a indik, ismini hatırlamadığım bir otele yerleştik sonra tıpkı gün Kıbrıs’ta Sivil Savunma Daire Başkanlığı’na gittik. Orada Kurmay Albay Galip Mendi ile tanıştım, yardımcısı Enver Tosun yarbay ile tanıştım. Sonrasında yan odada Korkut Eken “Uzi” marka bir silahı bana verdi, bu silahın nasıl kullanılacağını ve susturucunun nasıl sökülüp takılacağını bana öğretti. Bir sonraki gün beyaz Reno Toros marka araçla Kutlu Adalı isimli şahsın akşam hava karardıktan sonra meskeninin etrafında keşif yaptık. Hatırladığım kadarıyla konutu yola yakın bahçeli bir konuttu. Önünde ufak bir bahçesi vardı. Şahsın konutunda kalabalık dört beş kişilik bir kalabalık olduğunu farkettik bu nedenle içeri girmedik, o esnada benim belimde Jeriko silah ve elimde susturuculu Uzi marka silah vardı.”
Cumhuriyet
