İzmir’de yüksek kira bedellerini protesto eden öğrenciler birkaç gündür Buca ilçesindeki Hasanağa Parkı’nda sabahlıyor.

Haksız da değiller.

Telepleri yüksek kira bedellerinin düşürülmesi, kiraya üst hudut getirilmesi ve KYK yurtlarının artırılması.

Bu nedenle başlattılar “Barınamıyoruz, sokaklardayız” aksiyonunu.

Bu gençler maalesef devlet yurtlarının yetersizliği nedeniyle fahiş fiyatlı özel yurtlara mecbur bırakılıyor.

Üst hudut getirilmeyen kira fiyatları da buna eklenince gençlerin eğitimini sürdürebilmesi mümkün değil.

Ne acı ki ülkemizde yurt sorunu ve yüksek kira bedelleri yüzünden bulunduğu kentten kazandığı okula gidemeyen birçok üniversite öğrencisi mevcut.

En yakın örnek İzmir’de…

İzmir’de Yüksek Öğretim Kurumu datalarına nazaran 176 bin 63 üniversite öğrencisi var.

Devlet yurtlarının kapasitesi yalnızca 15 bin 171.

Gel de oku okuyabilirsen…

Yaşadıkları barınma sorunu nedeniyle seslerini duyurmak için parklarda sabahlama hareketine başlayan bu ülkenin geleceği olan gençleri, sokakta sahipsiz bırakmak hepimizi çok üzüyor.

Sanılanın tersine gençlik, insanın en sıkıntı devridir aslında.

Hele ki ülkemizde…

Dersler, arkadaş etrafı, aile ortamı, gelecek çatışması, her gün değişen genç insanın üzerine gelip duruyor.

Hepimiz onlardan her alanda en iyi olmasını, tuttuğu her işi başarmasını istiyoruz.

Bu gençler de bu türlü bir ortamda kimliğini şekillendirmek, nasıl bir insan olacağına karar vermek zorunda.

O kadar kıymetli bir periyot ki!

Bizler ise en kolayından barınma imkanı bile sağlayamıyoruz bu gençlere.

Gençliğin insanlığın karşılaştığı yepisyeni bir devir olduğunu kavrayamazsak hiçbir sıkıntıya tahlil bulamayız malesef.

Gençlere hürmet göstermeyi, onları dinlemeyi başaramazsak işimiz çok güç.

Gençlik, insan hayatında yaşanan en hareketli vakit dilimi olarak takdir edilmektedir.

Bu hareketliliğin faal ve verimli kullanımı ise öbür bir odak noktasıdır.

Bu hareketliliğin ileriye taşınması için bütüncül ve kuşatıcı siyaset oluşturmak bu minvalde Türkiye’de son yıllarda farklı boyutlara ulaşan gençliğin meselelerine ve genel görünümüne dair bir çerçeve çizerek çalışmaya başlamak elzem bir muhtaçlık olmuştur.

Bilhassa de Türk gençliğini huzura kavuşturacak ıslahatların, Atatürk ihtilalleri doğrultusunda gerçekleştirilmesi, gençliğin mutluluğuna yönelik olumlu sonuçlar verecektir.

Barınma sıkıntısıyla baş gösteren gençlerin hayat sorunlarına eğilmek her yurtseverin bu vatana bir borcudur.

Ümidimiz ise kısa vadede sorunun tahlilinden yanadır.

Cumhuriyet