Kültür ve Turizm Bakanlığı Vakıflar Genel Müdürlüğü, tapuda İBB’ye tahsis edilmiş olan ve mülkiyeti İBB’de bulunan Taksim Seyahat Parkı’nı, alınan kararla “Sultan Beyazıt Hanı Veli Hazretleri Vakfı”na devretti. İstanbul Büyükşehir Belediyesi ise Seyahat Parkı alanına el konulmasıyla ilgili açıklamada bulundu.

Gatala Kulesi’nden sonra Seyahat Parkı’nın alanının da devredildiği vurgulanan açıklamada, “23 Haziran 2019 seçimlerinden sonra, merkezi idarenin İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne yönelik tutumu kamuoyu bilgisi dahilindedir. Ne yazık ki, diyalog, uzlaşı, ortak akıl ve birlikte çalışma kavramlarından daha çok; ‘hesaplaşma’, ‘gününü gösterme’, ‘iş yaptırmama’, ‘engelleme’ ‘vesayet’ ve ‘yetki gaspı’ anlayışıyla devam eden sürecin son halkası Taksim Seyahat Parkı’nın İBB mülkiyetinden alınması olmuştur” denildi.

“TAKSİM MEYDANI PROJESİNİN ÇALIŞMALARINA BAŞLAMAK ÜZEREYKEN…”

“Talimatla bu kararı alanların açıklamalarında kanun unsurlarına atıfta bulunulması, bu kararları hukukî kılmadığı üzere vicdanlarda da aklamaz. Daha kısa müddet evvel, 166 yıldır İBB mülkiyetinde olan Galata Kulesi’de birebir halde gasp edilmiştir” denilen açıklamanın devamında ise şu sözler yer aldı:

“Şimdi de Seyahat Parkı alanı, İBB’ye haber bile verilmeden, yalnızca 1 günlük yazışma ile yürütülmüştür. Yüzbinlerce İstanbullunun oy vererek yapılmasını istediği yeni Taksim Meydanı projesinin çalışmalarına başlamak üzereyken alınan bu kararın zamanlaması manidardır. Bu karar meydanın yine yeşil ve estetik bir alana dönüştürülme projesini durdurmak için alınmıştır. Üstelik, 350 bin İstanbullunun demokratik iştirak süreciyle şekillenmiş iradesine karşın, alınmıştır. İstanbul’u betona çeviren baş yapısının, İstanbul’un sembolik meydanını yeşile çevirecek bir projenin karşısında durması tesadüf değildir.”

Muhalefet partilerinden seçilmiş lokal idarelere karşı hasmane tutumlarla alınan bu ve gibisi kararların devamının da geleceğine işaret edilen İBB açıklamasını şu biçimde sürdürdü:

“İstanbul üzere kadim bir kentte kanunları istismar ederek her kıymetli yapıyı her kıymetli alanı gasp etmek mümkündür. Her ne kadar benzeri kararlar daha evvel alınmış olsa da hiçbiri bu kadar tarihî kıymeti ve sembolik ehemmiyeti olan alanlar için gerçekleşmemiştir. O yüzden İBB ile temas dahi kurmadan bir gecede alınan bu kararları asla iyi niyetli ve halk faydasına adımlar olarak görmüyoruz. Bu kararlara karşı hukuk uğraşımızı sürdüreceğiz. Öte yandan yeni türeyen çok sayıda hormonlu vakfın kullanımına açılan, vakıflara ilişkin tarihi yapılarla ilgili de misal bir tutumun gösterilmesini beklemekteyiz.

21 aydır idaremizi her alanda engelleme ve kuşatma teşebbüslerine karşın, 16 milyona hizmette hiç bir aksamaya müsaade vermediğimiz üzere, İstanbul’a daha evvel görülmemiş yeni hizmetler sunduk ve sunmaya da devam edeceğiz. Bundan sonra da tıpkı kararlılıkta devam edeceğiz.

Taksim Meydanı’nı milletimize kazandırma ve hak ettiği görünümüne kavuşturma gayretimizden asla vazgeçmeyeceğiz. Mevcut gasp teşebbüsü 16 milyon için yalnızca vakit kaybı olacaktır. Milletimizin sağduyusu, yakın tarihte de çok örneği olduğu üzere hukuk ve teamül tanımaz karar vericilerin siyaset mühendisliklerini yenecek güçtedir.

İBB ve Lideri Ekrem İmamoğlu, İstanbul halkından aldığı güçle, bu haksız ve adaletsiz kararlarla her alanda ve her araçla gayret etmeye devam edecektir.

Kamuoyuna Hürmetlerimizle

İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ”

Cumhuriyet