Eski MİT Kontrterör Daire Lideri Mehmet Eymür‘ün, T24 Ankara Temsilcisi Gökçer Tahincioğlu‘na yaptığı açıklamalar gündemdeki yerini koruyor.
Eymür, 12 Eylül’den sonra yapılan operasyonlara dair konuşmuş ve azapları kabul ederek, pişmanlık duymadığını söylemişti. Eymür’ün, “Dündar Kılıç’ın size yönelik ağır suçlamaları var. Azap yaptınız mı?” sorusuna, “Azap sayılmaz. Aslında oraya düşmek azap sayılır. Gözleri kapalı devamlı, küçük bir hücrede kalıyor. Oraya düşmek kâfi” cevabı reaksiyonlara neden olmuştu.
İsmail Saymaz’ın, faili meçhul cinayetlerde yer aldığı belirtilen ve JİTEM davasının sanıklarından “Yeşil” kod isimli Mahmut Yıldırım‘la ilgili sorusu üzerine “Yeşil’e Başbakanlık kartı verilmişti bize gelmeden önce. Kolordu komutanlığı toplantılarına katılıyordu” tabirlerini kullandı.
Yıldırım’ın Elazığ MİT Bölge Müdürlüğü’nde misyona başladığını söyleyen Eymür, “Yeşil, bizim Elazığ elemanı olarak başlamış gençliğinde. Ondan sonra askerlerle çalışmaya başlayınca bizimkiler bırakmışlar” dedi.
AZAPLARI TEKRAR BİR BİR ANLATTI
- Azap, ne kadarı azap olarak kabul ediliyor, onu şey etmek lazım. Ne azap olarak kabul ediliyor? Sorguya alınmak bile bir azap. Gözleriniz kapalı, karanlık bir yerde barınıyorsunuz. (Sistemli işkence) Ortada olmuştur, oldu o tip şeyler. Bütün dünya tarihinde var bu azap, açın bakın Avrupa ülkelerinde yapılan azaplara. Azaptan azaba fark var.
- (Ziverbey Köşkü) Şuradan çıktı, yakalananlar biz gerillayız diyordu, Memduh Ünlütürk paşa vardı onun başında, cezaevinde kaçanların sorgularını yapan general. O, ‘siz gerillaysanız biz de kontrgerillayız’ diyordu. Özel Harp’te de var kontrgerilla harekatı.
- Samimi söyleyeyim mi, o kadar çok sorgudan geçtim ki, yaptım dediğim sahiden yaptım mı yapmadım mı onu da bilmiyorum. Gençken daha şeydim doğal, daha ataktım. Vakit zaman yanlışlar yapmış olabilirim. Elektrik kullanmadım ben, hiçbir vakit. (Yanlış yaptım dediği şeyler) Falakalardır, klasik, attım. Azap doğal ki cürümdür.
- Elektrik kullanmadım hiçbir vakit. Falaka vardır, klasik. Falaka attım. Şayet bir insan ağır bir ceza alacak bir iş yaptıysa, bu insanın konuşması lazımsa, yaptığını biliyorsanız, bunu bir biçimde ikna etmeniz lazım. Şayet güzellikse bunu ikna edemiyorsanız daha şiddetli yollara başvuruyorsunuz. Sonuçta şöyle bir şey söyleyeceğim, beni bugüne kadar hiç şikayet eden kimse çıktı mı? Dündar Kılıç’ın ne anlattığını hatırlıyor musunuz? Tekerlek sokuyorlar, yuvarlıyorlar diyordu. Birinci kere duyduğum bir şey.
UĞUR MUMCU CİNAYET’İNDE aĞAR’I İŞARET ETTİ
- Dündar Kılıç’ın alınması büsbütün genelkurmayın isteği üzerinedir.
- Devlet bir ekip sistemler kullanabilir yani, onu söylemek istiyorum. Öldürme metodu değil tabi. Daha evvel devletin kullandığı Yeşil üzere adamlar bir grup hareketler yapmıştı, bu üzere.
- Dünyanın her yerinde o tip cinayetler oluyor, yalnızca Türkiye’de değil. Kennedy cinayetini hatırlat mısınız? Türkiye’ye mahsus değil ki.
- Uğur Mumcu muteber bir insandı. Kendisini çok takdir ettiğim bir insandı, orta sıra görüşüyordum. Aramız pek güzeldi. Uğur Mumcu’nun vefatından sonra ben bunu belirttim, Bulgaristan’la bile ortası berbattı.
- Mehmet Ağar’a sormak lazım, ne manada söyledi bilmiyorum. Bizde bir arkadaşımız vardı, Yavuz Ataş diye. Uğur Mumcu cinayetinde kendisi misyonlu olmadığı halde araştırma yapmış. Dikkatimizi çekti o vakit. MİT Müsteşarı da kendisine vazife vermedik niçin gittin diye sormuş.
“YEŞİL’DE BİZE GELMEDEN ÖNCE BAŞBAKANLIK KARTI VERİLMİŞTİ”
- (Abdullah Çatlı) Bu benim dışımda olan bir şey, benimle alakası yok. İstanbul Bölge Lideri Nuri Gündeş’in bir operasyonudur, ben muhaliftim buna. ASALA’ya karşı kullanıldılar kelamda. Ben başından beri muhaliftim zira uyuşturucu işi yapıyorlardı ve Kürtlerle işbirliği yapıyorlardı bir yerde. Milliyetçi bir küme, Kürtlerle işbirliği yapıyor. Kürtler dediğim PKK’lılarla iş yapıyorlardı. Bu geçersiz kimlik, uzmanlıklar bizimkiler (MİT) verdi. Türkiye’ye döndükten sonra şeyi bilmiyorum.
- Yeşil’i yurt dışında kullandık. Yeşil’de bize gelmeden önce başbakanlık kartı verilmişti. Kolordu toplantılarına katılıyordu Güneydoğu’da. Mahmut Yıldırım’ı kastediyorum evet. Yeşil, birinci bizim Elazığ elemanı olarak vazifeye başlamış gençliğinde. Ondan sonra askerlerle çalışmaya başlayınca bizimkiler bırakmışlar. Sonra Güneydoğu bölgesinden çıkarıldı ve Ankara’ya yerleşti, yerleşince evvelce kendisini tanıyanlar bizim yurt dışı faaliyetlerimizde faydalı olabileceğini söylediler. Prosedürlere uyarak kendisinden faydalandık. Bu türlü adam kullanılır mı diyeceksiniz. Bizim yönetmeliklerimiz son derece uygun, pak adam bizim işimize yaramıyor. Bizim için hata işlemedi. Biz bir defa onu sorguya aldık, bu hususlarla ilgili, bir para sıkıntısı vardı. Ancak daima bu paraları daha evvel de paylaşıyordu. İbrahim Şahin’le filan oldukça paylaştığını anlatıyordu.
- Babaların merhaba dediğimiz vardı, bilgi aldığımız vardı, sorguya aldığımız vardı.
“BU ÖYKÜYÜ YAZAN DAHA DOĞRUSU DOĞU PERİNÇEK”
- Artık, Kaşif Kozinoğlu’nun HADEP Lideri’ne aksiyon yapmak için bir astsubaya buyruk verdiğini biliyorum. Bu bahiste, çok soruş… Kaşif Kozinoğlu benim emrimde çalışıyor, benim haberim yok. Benim altımda Orhan Çoban diye bir emekli bir albay var. Ona bağlı olarak da Kaşif Kozinoğlu çalışıyor. Onun üzerine sual açtım, bu suallerden bir kısmını verdim Gökçer Bey’e. Bu Orhan Çoban’ı da Danıştay Katliamı olmuştu biliyorsunuz, davası olmuştu, o davada kameraları kapatan adam olarak gözaltına almışlardı.
- Onun söyledikleri, Fethullah’tan 50 bin dolar para aldığımı söyleyen bir adamı ne kadar ciddiye alacağım. Ciddiye almak mümkün mü yani.
- Bu raporu yazan, bu öyküyü yazan daha doğrusu Doğu Perinçek. Büsbütün uydurma, büsbütün palavra. Çiller Özel Örgütü diye bir örgüt yok. Bu türlü bir örgütte Mehmet Eymür’ün Mehmet Ağar ve Abdullah Çatlı’yla birlikte yönetici olması komik. Bu bir tertip, bu tertibi yapan Mikdat Alpay’lan Doğu Perinçek. Sönmez Beyefendi ya bunu okumadan imzaladı, bunu sormak lazım.
- Sönmez Köksal ise 17 Aralık 1996 tarihli MİT raporu için şunları söyledi: Bunlar basında çıkan savlarla hazırlanmış bir rapor. Benim imzamın bulunduğu kısımda bu vurgulanır. Raporun verilmesinden sonraki süreç de üzerinde konuşmamam gereken bir süreç.
“ÇATLI’LAR VAR, MEHMET AĞAR’LAR VAR, O DENLİ BİR ÖRGÜT VAR”
- Çiller Özel Örgütü büsbütün montajla yapılan bir şey. Çiller’in yanlışları varsa bu örgütün, size şeyi de yolladım, bununla ilgili döküman da yolladım, Çiller örgütüyle ilgili. Var diyorsanız sizin bildiğiniz bir şey var, onu anlatın ben öğreneyim. Çatlı’lar var, Mehmet Ağar’lar var, o denli bir örgüt var. Bu örgüt işte, 18 cinayetten hala yargılanan bir örgüt. Sizin sorduğunuz Kaşif Kozinoğlu da bu örgütte çalıştı bir orta.
- Çakıcı’yı bir operasyonda kullandık, ondan sonra benim aram bozulmuştur Çakıcı’yla. Çakıcı’yı birinci alan, görüşen Atasagun’dur. Operasyonlarda kullanmak için Ankara’ya davet ettik, eğitime aldık, 2-3 tane adamı vardı, yurt dışında bir aksiyon için. Lakin o vakit eğitirken Korkut Eken onu pek beğenmemişti, eğitimlerini o yapıyordu. O operasyon maalesef istediğimiz üzere gitmedi, sızmalar oldu. Benim kullandığım tek şey o faaliyettir.
- Ben hiç sessiz kalmadım, daima bir yerlerde bir şeylerle uğraştım, onları da rapor yazaraktan, şey yaparaktan hiçbir vakit sessiz kalmadım. Daima yaptığım şeyleri müdafaa ettim, çok da başım ağrıdı vakit zaman. Teşkilattan ayrıldım tekrar çağırdılar, tekrar gittim. Ben yanlışsız yaptığımı düşünüyorum, memleketime yanlışsız hizmet ettiğimi düşünüyorum.
“HER VAKİT RİSK VAR, ŞAYET DENETİM EDİLMİYORSA”
(Kılıçdaroğlu’nun siyasi cinayetler açıklaması) Artık terörün, çetelerin çok olduğu periyotta her türlü şeyi beklemek lazım. Ben 25 sene evvel söyledim siyasi cinayetlere de tevessül edebilirler diye. Her vakit risk var, şayet denetim edilmiyorsa. Adalet en kıymetli şey, adalet işlemediği vakit hiçbir şeyi beklememek lazım.
- Çok enteresan tabi Çakıcı’nın çıkarılma biçimi, art geriye tahliyeler. Çok dikkatimi çekti olağan. Esasen Sayın Bahçeli’nin ziyareti bir acayip geldi bana, cezaevinde. O ilgiyi kuranlara sormak lazım.
SEDAT PEKER AÇIKLAMASI
- Mehmet Ağar’ın demek ki gücü var. Gücü gayrimeşru hayattan geliyor bence. Uyuşturucudan bahsediliyor, esasen bilmiyorum ne kadar gerçek, bir burun ameliyatı geçirdiğini biliyorum, doğruluğunu bilmiyorum fakat bu kokain içenlerde olan bir şey, burun şey, çekerek şey ediyorlar ya.
- (Doğu Perinçek) Vallahi o denli bir çelişki görmüyorum ben de. Ortalığı devamlı karıştırdığı için bence daima mahpusta tutmak lazım. O kadar çok kişinin vefatından mesul ki, o kadar çok. Daima teşhir etti, daima maksat gösterdi. Biz onu Robert Kolej’de bir İngiliz hocanın elinde, İstanbul kümesini yakaladık. Bunlar kayıtlarda olan şeyler.
- (Kızıldere) Müsait değildi, bir dağ köyüydü, geceleyin kaçabilirlerdi, geceleyin de asker çok zorlanırdı, can kaybı da daha fazla olurdu.
- Yeşil’in saklanması için bir neden yoktu.
“DERİN DEVLET TÜRKİYE’Yİ KORUMAK İÇİNSE İYİ BİR ŞEY”
- 1 Mayıs 1977 için Perinçek kümesine bakmak lazım. Onun kendi içlerinden, kendilerinden ayrılanlar anlattı. O hadiseyi birinci başlatanlar Perinçek kümesi. The Marmara otelinin camları açılmaz. Oradan ateş edildiği pek hakikat bir şey değil. Perinçek’le ilgili bağlıyorum lakin mesnetsiz bağlamıyorum. Hepsini dökümental olarak ispat edecek durumdayım.
- Derin devlet Türkiye’yi korumak içinse iyi bir şey lakin ben şu günkü yapılanmada bu türlü bir güç görmüyorum. Özel Kuvvetler bu hedefle, beyaz kuvvetler dedikleri sivilleri kullanıyorlardı. Bu iyi bir yapılanmaydı. İçeride siyaseti dizayn etmek için kullanılmış olabilir. 6-7 Eylül olayları. Onlar yani, çok üzücü olaylar.
- Ben FETÖ’yü çok önemsemiyorum, gerisindeki güce bakmak lazım. Onlar şunu yapma dese yapabilir mi?
- Ben azap devam ediyor demedim, beşerler yaşadığı surece devam edecek dedim.
- Benim dizayn gücüm yok, Ulusal İstihbarat Teşkilatı’nda yeni bir periyot yaratmak üzere. Teşkilat benim eski yuvam, iyi olmasını canı gönülden dilerim, Türkiye için kıymetli vazife yapan bir yerdir, inşallah çok daha kuvvetli, güçlü, Türkiye’ye yardım eden bir teşkilat halinde devam eder.
- Benim kendi sayfam var, orada bunların birçok mevcut.
- Mikdat Alpay’ı ima ettim orada. Diyarbakır Başkanlığını yapan Hayri Birler filan işte, kendi içimize bile aldık vaktinde.
- Öcalan’ın sorgusunu kim yaptı? Resmi bir sorgu niçin yapılmadı?
MÜFTÜOĞLU: BU CİNS ÖRGÜTLER, GLADYO DENİLEN ANTİ-SOSYALİST PROJELERİN MODÜLÜ
“Bu cins beşerler kullanılan beşerler, kendi iradeleriyle hareket eden beşerler değil, konuşma içerisinde hiç kelam edilmedi. Bu tıp örgütler, gladyo denilen, sivil ve cürüm insanlarını örgütleyip sola karşı milletlerarası seviyede yürütülen anti-sosyalist projelerin modülü bunlar. Maaşlarının ABD, CIA tarafından ödendiği, Ecevit tarafından açıklanmıştı. Bütün dünyada olduğu üzere Türkiye’de de işte devlet ismine işleniyor diye, azaplar, katliamlar, bu hedefle sola karşı devrimcileri ve solu önlemek için provokasyonlar yaparak izlediğimiz, dinlediğimiz bu azapçı aktörün söylemediği o. İçlerinde olağan ki çeteleşme var. bilhassa soğuk savaş bittikten sonra Batı da büyük ölçüde bu örgütler temizlendi. Lakin Türkiye’de bilhassa Amerika’nın Ortadoğu siyasetleri doğrultusunda varlıklarını sürdürmeye devam ettiler.”
Cumhuriyet
