Halkın Kurtuluş Partisi (HKP) Genel Lideri Nurullah Ankut’un, “Kanunsuzlar 2” ve “Kanunsuzlar 3” isimli kitaplarında “Cumhurbaşkanına hakaret” ettiği gerekçesiyle yargılandığı davada 4 yıl 8 ay mahpus cezası verilmişti. Nurullah Ankut’un, duruşmada yaptığı savunma sonrasında Nurullah Ankut’a “Cumhurbaşkanına hakaret” ettiği gerekçesiyle açılan davanın duruşması bugün Çağlayan Adliyesi 48. Asliye Ceza Mahkemesi’nde yapıldı.
Duruşmaya, sanık HKP Genel Lideri Nurullah Ankut, Ulusal Savunma Bakanlığı eski Genel Sekreteri emekli Kurmay Albay Ümit Yalım, Nakliyat İş Sendikası Genel Lideri Ali İstek Küçükosmanoğlu, Nurullah Ankut’un avukatları, Azime Ayça Okur, Fettah Ayhan Erkan, Halil Ağırgöl, Ali Serdar Çıngı, Tacettin Çolak ve HKP üyeleri katıldı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı ise avukatı Ela Ezgi Yelmen Karadağ temsil etti.
HAKİMA ORTA VERİYORUM DEDİ LAKİN DURUŞMA DEVAM ETMEDİ
Duruşmada SEGBİS sistemi açılmadığı için HKP Genel Lideri Nurullah Ankut uzun savunma yaptı. Nurullah Ankut ve HKP avukatları, Ulusal Savunma Bakanlığı eski Genel Sekreteri E. Kur. Alb. Ümit Yalım’ın şahit olarak dinlenmesini talep etti lakin hakim, duruşmaya orta verdi.
“BİZ BURADA MEVZU MODELİ MİYİZ?”
Bu durumun üzerine HKP avukatları hâkimi protesto etti. Av. Tacettin Çolak, duruşma salonundan hâkime, “Her şeyin bir kuralı var, oluru var. Biz burada husus modeli miyiz? Bu türlü hakkınız yok sizin” diye seslendi. Av. Ali Serdar Çıngı da hâkime, “Kararınıza güveniyorsanız buyurun yüzümüze söyleyin” diye seslendi. Av. Fettah Aykan Erkan, duruşmadan kaçan hâkimin kapısından hâkime, “Sanığı da, vekillerini de, dinleyicileri de, buradaki vazifelileri de yanıltıyorsunuz. Orta verdim diyorsunuz ondan sonrada tutanakları eline tutuşturuyorsunuz. Ayıptır, bir hâkime yakışmaz bu” diye seslendi.
Mübaşir’de hâkimin duruşmaya orta verdikten sonra çıktısını aldığı duruşma tutanağını HKP avukatlarına verdi. Hâkimin verdiği tutanakta, “Mesai saatinin bitmesi ve mahkeme yargıcının kendini iyi hissetmemesi nedeniyle duruşmaya orta verildi. Bu nedenle duruşmanın 10/02/2022 günü saat 09.30 bırakılmasına karar verildi” sözlerine yer verildi.
DURUŞMANIN AKABİNDE AÇIKLAMA YAPILDI
Duruşmanın akabinde HKP Genel Lideri Nurullah Ankut ve HKP avukatları Çağlayan Adliyesi önünde açıklama yaptı.
HKP Genel Merkez Disiplin Konseyi Lideri Av. Ayça Okur şu sözlere yer verdi:
Bugün İstanbul Çağlayan Adliyesi bir tarihi duruşmaya tanıklık etti. Daha doğrusu yarıda kesilen, yapılmayan, bitirilmeyen bir duruşmaya tanıklık etti. HKP Genel Lideri Nurullah Ankut, Cumhurbaşkanına hakaret ettiği gerekçesiyle yargılanıyordu. Yargılamada yaptığı savunma nedeniyle bugünkü dava açıldı ve bu davada savunma hakkı kutsaldır, savunmaya dokunulamaz biçimindeki adaletin ABC unsuru ihlal edilmiş oldu. Bundan tam 2420 yıl evvel Sokrates diyor ki “ Bir yargıç iyi niyetle dinlemeli, akla yatkın karşılık vermeli, sağlıklı düşünmeli, tarafsızca karar vermelidir” Bugün bir hukuk garabetiyle karşı karşıyayız.
“DURUŞMAYA BEŞ DAKİKA ORTA VERİYORUM DİYEREK DURUŞMAYI TERK ETTİ”
Hâkim duruşmayı yarıda bıraktı ve gitti, duruşma salonunu terk etti, münasebet olarak da sıhhatinin bozulduğunu söyledi. Onu rahatsız eden HKP Genel Liderinin yapmış olduğu savunmalardı. Yüreği kaldırmadı, psikolojisi kaldırmadı zira Genel Liderimiz Nurullah Ankut daha dava başında bu süreci öngörmüştü ve demişti ki duruşma tutanaklarında geçen beyanında “Tayyibe nasıl davranıyorsanız bana da o denli davranacaksınız, onun talebini yerine getiriyorsanız benim talebimi de yerine getireceksiniz. Lakin o vakit adil olabilirsiniz, mesleğinizin gerektirdiği sorumluluğu elbette bir formda davranmış olabilirsiniz bunu yapmazsanız Kaçak Saray Faşist Din Devletinin emrindesinizdir yani bir tedhiş bir terör örgütünün ötesinde bir şey olamazsınız” demişti. Hâkim bunu ispatladı, savcı bunu ispatladı ve söylediğimiz üzere bir palavrayla duruşmaya beş dakika orta veriyorum diyerek duruşmayı terk etti gitti. Yürek yok, cüret vatanı yok. Bunlarda hiçbir şey kalmamış vicdan namına, ahlak namına, adalet namusu ismine.
“MEŞRU BİR CUMHURBAŞKANI YOK”
Av. Ayça Okur’un akabinde kelam alan HKP Genel Lideri Nurullah Ankut şu sözlere yer verdi:
Olmayan birine hakaret ettiğim gerekçesiyle beni mahkemeye çıkardılar. Anayasanın 101’inci unsuru çok açık: Cumhurbaşkanı olabilmek için yüksekokul bitirip o diplomaya sahip olmak gerekir… Şayet Tayyip’in vekilleri buraya bir diploma koyabilirlerse, gerçek bir diploma; ben tek kelam söylemeden çıkıp gideceğim, istediğiniz cezayı verin, dedik. Lakin koyamazlarsa ki bugüne kadar koyamamışlardır, o vakit da 84 Milyon insanımızın ahmağın da ötesinde eşek yerine koymaya kalkışmasınlar! Karşımızda yasal bir Cumhurbaşkanı yok. O makamı hile ve desiseyle elde etmiş, işgal etmiş, resmi evrakta sahtecilik cürmü işlemiş, nitelikli dolandırıcılık kabahati işlemiş bir mücrim var. İşte ben, onun kabahatlerini, onun hırsızlıklarını, onun ihanetlerini burada tek tek maddi delilleriyle ortaya koymak için gelmiş bulunuyorum, dedim.
“HER KİM Kİ TAYYİP’E “CUMHURBAŞKANI” DER, CÜRÜM İŞLER”
Onun attığı bütün imzalar yok hükmündedir! Ne demek ya!.. Anayasanın emrettiği kanuna uymayacaksın, geçersiz diploma uyduracaksın, o diplomanın geçersizliği Türkiye Noterler Birliğinin kararıyla karara bağlanacak; sen hâlâ kendini Cumhurbaşkanı diye yutturmaya kalkacaksın… O bakımdan, her kim ki Tayyip’e “Cumhurbaşkanı” der, kabahat işler. Hatası ve hatalıyı övmüş olur.
“MEMLEKET SAHİPSİZ DEĞİL”
Yok öyle! Memleket sahipsiz değil. Biz Mustafa Kemal’lerin, İnönü’lerin ve Kuvayimilliyeci atalarımızın önderlik ettiği, üç milyon şehidin kanlarıyla yoğrulmuş bu topraklarda kurduk bu Cumhuriyeti. Üç beş din cambazına, üç beş Amerikan devşirmesine bu vatanı teslim etmeyiz, bu milleti teslim etmeyiz! Bizi ve Yoldaşlarımızı hiç kimse korkutamaz, yıldıramaz, sindiremez. Biz Denizler’le, Mahirler’le birlikte Beyazıt’ta faşistlerle, bu dincilerin atalarıyla savaşırken üzerimize yaylım ateşler edildi. Onları da tınmadık hiç. Onların mahkemelerinde, Faşist Cuntanın mahkemelerinde idamla yargılandık. Onlar da vız geldi bize. Tayyipgiller nedir ki! Gölgesinden korkan Amerikan işbirlikçileri! Eninde sonunda yenilecek bunlar arkadaşlar, göreceksiniz.
“İHANETLE ANILIYOR OLACAKLAR”
Ne diyordu Aydınlanmanın temsilcisi, yiğit Bruno Engizisyon Mahkemelerinde yargılanıp yakılarak mevte mahkûm edildikten sonra? “Sizler, beni mevte mahkûm edenler, şu anda benden daha çok korkuyorsunuz”, diyordu. İşte Tayyipgiller’in tüm avaneleri de, Hâkim Savcıları da bizlerden motamot korkuyorlar bu biçimde. Bunlar ne yaparsa yapsınlar, eninde sonunda Uygunlar kazanacak. Bunlar ne derlerse desinler, “Dünya dönüyor.” Bunların Geçersiz Diploması ortaya çıkacak. Resmi evrakta sahtecilikleri, nitelikli dolandırıcılıkları, aşırdıkları trilyonlarca dolarlık servet; hepsi ispatlanacak. Buna inancımız tam. Tahminen biz, ömür merdiveninin son günlerini yaşıyor olan arkadaşlarımız buna şahit olmayabiliriz. Lakin siz gençler, yüzde yüz şahit olacaksınız arkadaşlar. FETÖ’nün taraftarları bugün nasıl lanetle anılıyorlarsa, bunlar da yarın, kısa müddet sonra tıpkı halde ihanetle anılıyor olacaklar. Halkız Haklıyız Yeneceğiz.
“İLK KEZ BU TÜRLÜ BİR OLAYLA KARŞILAŞTIM”
Nurullah Ankut’un akabinde kelam alan HKP Genel Sekreter Yardımcısı Av. Tacettin Çolak şu sözlere yer verdi:
Temelinde bizim bu davamız, diğer bir davadan doğan bir dava idi. Yani davalar doğurmuştu. İstanbul 2’nci Asliye Ceza Mahkemesinde yaptığı savunma nedeniyle Sayın Genel Başkan’ımıza ceza verildi. O duruşmadaki kelamları nedeniyle de bu dava açılmıştı. Artık, dava doğurdu, bugün de Hâkim kaçtı. Bizim de bahtımız böyle… Zira doğruları söyleyince; korkusuzca, lafı eğip bükmeden, ikirciksizce, Sayın Genel Başkan’ın biraz evvel yaptığı üzere, mahkeme salonunda da şimşek üzere gerçekler yüzüne haykırılınca, Hâkim kaçtı… 27 yıllık meslek hayatımda birinci kez bu türlü bir olayla karşılaştım. Sıkıyönetim Mahkemelerinde savunmanlık yaptım. Devlet Güvenlik Mahkemelerinde savunmanlık yaptım, tıpkı vakitte bizler de yargılandık. Lakin savunmayı yarıda bırakıp kaçan Hâkim birinci sefer gördük, demek ki göreceğimiz varmış…
“HUKUK ismine ağzınla kuş tutsan hikâye”
48’inci Asliye Ceza Mahkemesi Hâkimi Abdullah… Kendisi birinci tekil şahısla hitap ediyor duruşma salonunda; biz de kendine bu türlü hitap edeceğiz. Zira misliyle artık davranacağız. Ey Abdullah Efendi! Senin artık bağımsızlığın, tarafsızlığın hikâye… Bundan sonra hukuk ismine ağzınla kuş tutsan hikâye… Sen ziyanını bu kaçkınlığınla vermiş durumdasın. 10 Şubat 2022 tarihine duruşmayı ertelemekle Sayın Nurullah Ankut’tan kaçamazsın! Tek bir kaçışın var: Ya emekliliğini istersin ya da tayinini…
Cumhuriyet
