Partisinin vilayet kongresi için Mardin’de bulunan Davutoğlu, aşı konusunda hükümete yüklendi. Davutoğlu, “Eğer aşı konusunda Cumhurbaşkanı’nı ciddiye alırsanız, Sıhhat Bakanı’nın ne yaptığını bilmediği ortaya çıkıyor. Yok şayet aşı konusunda Sıhhat Bakanı’nı ciddiye alırsanız bu sefer de Cumhurbaşkanı’nın Türkiye’nin aşısı olup olmadığını bilmediği ortaya çıkıyor” diye konuştu.
Davutoğlu özetle şunları söyledi:
BİZİM NE YAPTIĞIMIZDAN ANLAYAN VAR MI?: Bugün korona ile çabada dünyanın birinci gündemi aşı problemidir. Kendi ülkesinde aşı geliştirenler hatta birkaç tane aşı geliştirmiş olanlar bile farklı ülkelerde geliştirilen aşılardan satın alma yapıyorlar. İşte Çin gidip Almanya’da iki Türk bilim beşerinin geliştirdiği aşıdan 100 milyon alıyor. İşte Amerika, kendisi birkaç farklı aşı geliştirmesine karşın gidip Oxford aşısını, Alman aşısını da satın alıyor. Biz ne yapıyoruz? Bizim ne yaptığımızı anlayan var mı Allah aşkına? Şayet aşı konusunda Sayın Cumhurbaşkanı’nı ciddiye alırsanız, Sıhhat Bakanı’nın ne yaptığını bilmediği ortaya çıkıyor. Yok şayet aşı konusunda Sıhhat Bakanı’nı ciddiye alırsanız, bu sefer de Cumhurbaşkanı’nın Türkiye’nin aşısı olup olmadığını bilmediği ortaya çıkıyor.
AŞI NEREDE DEMEYE DEVAM EDECEĞİZ: Biz aşı nerede diyoruz siz, ancak ‘sözde cumhurbaşkanı’ dediler diyorsunuz. Biz aşı nerede diyoruz siz, lakin ‘bakın bir eski Türkiye artığı bizi darbe ile tehdit etti’ diyorsunuz. Biz aşı nerede diyoruz siz, fakat ‘bakın Boğaziçi üniversitesinde büyük bir terör örgütü kalkışma içerisinde’ diyorsunuz. Siz ne derseniz deyin. Siz gündemi değiştirmek için ne kadar trajikomik olmayı göze alırsanız alın biz ‘aşı nerede’ demeye devam edeceğiz.
BİRİNCİ PALAVRASI SÖYLEDİNİZ: ‘11 Aralık’ta aşılama başlayacak’ diyerek birinci palavrası söylediniz. Bu palavraya artık de ‘aşılama başladı’ diye devam ediyorsunuz. Sayın Sıhhat Bakanı, günde 1,5-2 milyonu aşılayacaksanız ve bugün aşılamaya başladıysanız size kolay bir sorumuz var: Yarına aşınız var mı? Karşılık yok. Zira ortada aşı yok. Daha da berbatı sağdan solda ha teğe iktidar yandaşlarının kendilerini aşılatmaya başladıkları haberleri geliyor. Bu tam da size yakışır. Bu da ahlaktan, adaletten ve insaftan nasibi olmayanlara yakışır. Bütün sıhhat işçisi aşı olmadan şayet bir dozu yakınlarınıza, yandaşlarınıza yahut kendinize ayırdıysanız yazıklar olsun sizlere.
CUMHURBAŞKANLIĞI KAYYIM HÜKÜMET SİSTEMİ: Bu koalisyon iktidarının gündeminde demokrasinin D’si bile yok. İşte gündemlerini görüyorsunuz, nasıl milyonlarca vatandaşın oy verdiği bir partiyi kapatırız? Nasıl Tabipler Birliği’ni kapatırız? Nasıl üniversite kapatırız? Kafayı kapatmaya takmışlar, lakin buna biz şaşırmıyoruz. Zira kendilerine yüzde elli oyla teslim ettiğimiz iktidarı götürüp Türkiye’nin yarısında olmayan bir kayyıma teslim etmenin sonucudur bu. Dünya’da kendi kendisine kayyım atayan birinci iktidar partisi AK Parti olmuştur. Kayyımın keyfi yerinde, her gün talimatlar yağdırıyor. Ülkenin cumhurbaşkanı bu talimatların altında inim inim inliyor. Ortada bir hesap vermeye gidiyor, kayyım beğenirse hesabı devam ediyorlar. Allah’ın her günü kayyım ne sorun çıkaracak diye titreyerek bekleyip duruyorlar. Kayyım bir çıkıyor AK Parti’nin iki numarasını teröre dayanak vermekle suçlayıp, tehdit ediyor. İktidardan tık yok. Bir karşılık bile veremiyorlar, şunu çıkar, bunu çabucak tutukla…emirler yağıyor… İşte bütün bunların ismi Cumhurbaşkanlığı Kayyım Hükümet sistemidir…
SENİN OYLARINI YOK SAYIYORUM: Bu iktidar bir taraftan güçte çağ atladığımızı sav etmektedir, fakat Mardin’de artık ağır bir cezaya dönüşmüş olan elektrik ve su sorunu devam etmektedir. Ancak bu kurallar altında dahi Mardin’e bakanların yolu hiç düşmüyor. Onların dünyasında artık millet yok Ankara’nın lüks salonları ve sarayları var. Bütün bunlar bir tarafa Mardin’deki en büyük sorun yıllardır ulusal iradenin yok sayılarak ve cezalandırılarak kayyım tarafından yönetilmesidir. Bu iktidar açıkça Mardinliye diyor ki: Ey Mardinli ben sana ve senin irade hürmet duymadığım üzere seni cezalandırıyorum. Senin oylarını yok sayıyorum. Seni yok sayıyorum. Nasıl Kürt Problemi yoksa sen de yoksun! Senin Mardin’i yönetmeye hakkın olduğuna inanmıyorum ve hürmet duymuyorum. Ne oluyor kardeşlerim? Mardin bizim ülkemizin bir kesimi değil mi? Diyarbakır bizim ülkemizin bir modülü değil mi? Bu nasıl bir bölücülüktür? Bu nasıl bir millete ve hatta devlete düşmanlıktır. Böylesi bir berbatlığı lakin bu koalisyon iktidarı yapardı.
Cumhuriyet
