Demokratik idareleri ortadan kaldırmaya çalışan tüm teşebbüslerin birer utanç kaynağı olduğunu belirten Bülbül şunları lisana getirdi:
“12 Eylül sabahında ve sonrasında yaşadığımız süreçler tarihimizde kara bir leke olarak yazılı duruyor. Çağdaş, demokratik ve şeffaf idarelerin tersine 12 Eylül darbesiyle otokrasiyi getirmeye çalışanlar ülkemizi onlarca yıl geriye götürdü. Ne yazık ki bugün de tek adam rejiminin uygulamalarıyla yaşadıklarımız 12 Eylül’ün adeta devamı niteliğinde.”
TEK ADAM REJİMİ: HUKUK DIŞI İDARE
“AKP 19 yıllık iktidarında tıpkı darbe günlerinde yaşadıklarımız üzere ülkemizi yıllar içerisinde karanlığa mahkum etti. Bugün geldiğimiz noktada darbeciler tarafından insanlık ve hukuk dışı, baskıcı, antidemokratik uygulamalar, iktidar eliyle şahsen uygulanmaya devam ediyor. Hem yürütme hem yasama hem de yargı tek bir kişinin idaresine bırakıldı. Ülkede idareyi denetleyecek araçlar birer birer köreltildi, yok edildi. Artık ülke tek bir adamın ağzından çıkan kararlarla; demokrasi ve hukuk olmaksızın, kamusal karar alma süreçlerinden uzak yönetilmekte.”
BİLGİLERLE TEK ADAM PERİYODU
“Başkanlık sistemine geçilen 2018 yılında cumhurbaşkanına hakaret teziyle 6 bin 326 dava açılırken bu sayı 2019 sonunda 13 bin 990’a çıkmıştı. 2020 yılındaysa cumhurbaşkanına hakaret suçlamasıyla 9 bin 773 kişi yargı önüne çıktı. 15 Temmuz darbe teşebbüsü mazeret edilerek hak ve özgürlüklerin yok edildiği bir sivil darbeyle OHAL ilan edildi. Barış isteyen akademisyenler hiçbir soruşturma, araştırma yapılmaksızın, çabucak hazırlanan listelerle kamu misyonundan çıkartıldı. Toplam 516 imzacı akademisyen işini kaybetti. Yayımlanan bildiriyi imzalayan 2 bin 212 bireyden 812 bireye dava açıldı, akademisyenler 15 ila 36 ay ortasında değişen farklı mahpus cezalarına çarptırıldı. İnanılmaz hal kapsamında yayımlanan KHK’lar ile 125 bin 678 şahsa kamu vazifesinden çıkarma süreci yapıldı. 22 Aralık 2017 tarihinden itibaren karar verme sürecine başlamış olan OHAL Komitesi hala çalışıyor ve verilen toplam 115 bin 130 karar sayısının 101 bin 058 tanesi ret kararı. AYM’ye yapılan müracaatlarda ihlal kararlarının hak ve özgürlüklere nazaran dağılımında birinci sırada. 9 bin 39 karar ve yüzde 63,3’lük oran ile ‘adil yargılanma hakkı ihlalinin’ var. Binlerce kişi AKP’nin idaresinde adil yargılanma hakkını kullanamıyor, özcesi temel haklarına erişemiyor. OHAL ise muhalefet adeta hiçe sayılara kanunlaştırıldı”
12 EYLÜL ZİHNİYETİYLE GAYRET EDECEĞİZ
“Bu antidemokratik idare ve yarattığı ihlaller silsilesinin sona ermesi için gayret etmeye devam edeceğiz. 12 Eylül faşizmine karşı nasıl direnmişsek, bugün anayasal hak ve özgürlüklerimizi kullanmayı engelleyen AKP iktidarına karşı direnmeye devam edeceğiz. Demokrasi ve hukuk devleti ile özgürlüklerin yaşanacağı Türkiye’yi birlikte yaratacağız.
12 Eylül ve onun devamı olan tüm zihniyetin geride kaldığı, ülkemizde adaletin var olduğu ve özgürlüklerin temel alındığı günlerin bir an evvel gelmesi dileğiyle Türkiye’nin çağdaşlık ve demokrasi amacında ülkemizi geriye götüren 12 Eylül’ü ve başka tüm darbeleri nefretle kınıyorum.” dedi.
Cumhuriyet
