Volkswagen’in Manisa ve Türkiye için büyük değer taşıyan projesinden vaz geçmesi, CHP Manisa Milletvekili Bekir Başevirgen’in de gündemindeydi. Başevirgen, Volkswagen’in Manisa’da kurmayı planladığı fabrika projesinden vazgeçme nedenini açıklaması üzerine, alınan bu kararın münasebetini kıymetlendirdi.

Volkswagen CEO’su Herbert Diess’ in, fabrika projesinden vazgeçme nedenlerinden birinin de ülkedeki siyasi durum olduğunu belirtmesi üzerine Başevirgen, “Volkswagen Manisa’da kurulması planlanan fabrika projesinden Temmuz ayında vazgeçmişti. Projeden vazgeçilme nedeni olarak da “Koronavirüs salgını kaynaklı talep düşüklüğü” gösterilmiş ve Türkiye yaklaşık 1 milyar euroluk bu yatırımdan yoksun kalmıştı. Kaçırılan bu fırsatla bölgemiz de mahallî seviyede gelişim ve istihdam potansiyeli açısından önemli ölçüde etkilenmiş oldu.” dedi.

HANGİ YATIRIMCI İTİMATLA YATIRIM YAPAR?

CHP’li Bekir Başevirgen yaptığı değerlendirmede, “Türkiye’ye direkt yabancı yatırım yapılmamasının ya da yapılacak yatırımlardan vaz geçilmesinin en değerli nedeni, yargı bağımsızlığına olan itimadın yitirilmesidir. Bilhassa tek adam rejimine geçildikten sonra yargının siyasallaşması, kuvvetler ayrılığı unsurunun göz gerisi edilmesi, hukuka ve insan haklarına muhalif uygulamaların gündemden düşmemesi, fikir, tabir ve basın özgürlüğünün önüne konan maniler Türkiye’yi dış piyasalarda inançsız bir ülke haline getirmiştir. İçinde bulunduğumuz durum göz önüne alındığında hangi yatırımcı, parasının geleceğinden kaygı etmeden, inançla yatırım yapar?” Diye sordu.

PARLAMENTER SİSTEME DÖNÜŞ, YARGI BAĞIMSIZLIĞININ TEKRAR İNŞASI

Yabancı yatırımcıların bir ülkede fabrika kurmak üzere direkt yatırım yapması için o ülkenin başarılı bir büyüme performansı ve umut vaat eden bir iktisada sahip olması gerektiğinin altını çizen CHP’li Başevirgen, “2018’den beri yaşadığımız ekonomik kriz ile birlikte milletlerarası yatırımcılar gözündeki cazibemiz de süratle düşmeye başladı. Tüm dünya ekonomilerini sarsan COVID salgınından en çok etkilenen ülkelerden biri de Türkiye. Bu kurallar altında yabancı sermaye, -her ne kadar büyüdüğü sav edilse de- küçülen bir iktisada girmekten uzak duruyor. Bir de iktidarın iktisada olan müdahaleci siyasetleri, Merkez Bankası’nın bağımsızlığının tartışılır hale gelmesi, siyasi ve ekonomik istikrarsızlık Türkiye’ye olan inancı neredeyse bitirmiştir. Yabancı yatırımcıların cazibe merkezi haline gelebilmek fakat tek adam idaresinden vazgeçilerek güçlendirilmiş parlamenter sisteme dönmekle ve yargı bağımsızlığının tekrar inşa edilmesiyle mümkündür. “ diye konuştu.

Cumhuriyet