MEÜ bünyesinde kanser çalışmaları için kurulan onkoloji kümesi, kanser tedavisinde ortaya çıkan yan tesirleri en aza indirmek ismine yeni bir tedavi tekniği geliştirecek. Yürütücülüğünü Fen Edebiyat Fakültesi Biyoteknoloji Bölümü’nden Doç. Dr. Furkan Ayaz’ın yapacağı proje için 1 milyon TL’lik özel bütçe ayrıldı.

Bireye mahsus olması hedeflenen tedavi prosedürü ile kansere karşı tesirli bir tahlil üretmesi ve kanser ilaçlarının yan tesirlerinin en aza indirilmesi amaçlanıyor. Doç. Dr. Ayaz, “Kişiye mahsus ve bağışıklık sistemi hücrelerinin birkaç çeşidinden gerçek bir formda yararlanılması tedavi aktifliğini önemli oranda artırabilir. Projeyi üç yıl içerisinde sonuçlandırmayı ve hayvan deneyleri ile klinik denemeler evresine geçmesini hedefliyoruz” dedi.

‘KANSER HASTALIĞINA KARŞI YENİ PROSEDÜRLER GELİŞTİRİYORUZ’

Kanser için şimdi aktifliği genel geçer ve yüksek olan bir tedavi metodunun geliştirilemediğini belirten Doç. Dr. Furkan Ayaz, “Işın tedavisi ve kemoterapi en yaygın kullanılan kanser tedavisi teknikleri ortasında olsa da yan tesirleri açısından ve gerçek manada hastanın durumunun düzelmesi hususlarında eksiklikler taşımakta. Bu bağlamda kansere karşı yeni tedavi metotları geliştirmek ehemmiyet arz etmekte.

Bilhassa immünoterapi ya da kanser aşısı teknikleri son yıllarda değerli ölçüde çalışılmaya başlanmıştır. Bu tedavilerde genel gaye aslında bağışıklık sistemi hücrelerini hakikat bir biçimde tümör hücrelerine karşı programlamak” diye konuştu.

‘KİŞİYE HAS TEDAVİ İLE BEDENE YABANCI KİMYASAL GİRMEYECEK’

Kanser aşısı ya da immünoterapi prosedürü projesi kapsamında kanser çalışmaları alanında ehil 18 akademisyenin bir ortaya gelerek güç birliği yaptığını kaydeden Doç. Dr. Ayaz, “Proje takımında akciğer, göğüs, kolon, prostat, yumurtalık ve çeşitli kan kanserleri üzerinde uzmanlaşmış akademisyenler yer alıyor.

Rektör Prof. Dr. Ahmet Çamsarı’nın 1 milyon TL’lik özel bütçe ayırdığı çalışmaları üç yıl içerisinde sonuçlandırmayı ve hayvan deneyleri ile klinik denemeler basamağına geçmesini hedefliyoruz. Bireye mahsus bir tedavi sistemi olacak.

Prosedür çerçevesinde, kanserli olan doku izole edilecek ve kişinin bağışıklık sistemi hücreleri hastalığa karşı dışarıda eğitip tekrar bedene verilecek. Böylece bağışıklık hücreleri tarafından kanserli bölgeye has bir yanıt geliştirmesini ve bir hafıza oluşturmasını bekliyoruz.

Hafıza oluşturulduğunda bireylerde bu hastalığın yine nüksetmesi engellenecek. Buradaki temel gaye bedene yabancı kimyasal sokmamak. Biz de deney dizaynımızı buna nazaran oturttuk. Hasta yabancı bir kimyasal alıp yan tesir görmeden tedavi olmasını sağlıyoruz” dedi.

Cumhuriyet