Anayasa Duruşması (AYM) Lideri Zühtü Arslan’dan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun “AYM kararları” tenkidine isim vermeden karşılık geldi. Arslan, “Kararlara yönelik birtakım tenkitlerden görüyoruz ki kararlarımız okunmadan, bazen de okunduğu halde gereğince anlaşılmadan eleştirilmektedir. Sağlıklı bir tenkit, okumayı ve okunanı gerçek anlamayı gerektirmektedir” dedi.
AYM’ye ferdi müracaatın kabulünün 8. yılı nedeniyle, “İnternet Çağında Temel Hak ve Özgürlüklerin Korunması” bahisli sempozyum düzenlendi. Sempozyumun açılış konuşmasını yapacağı duyurulan Lider Arslan, kayınpederi Derviş Tarakçı’nın vefatı nedeniyle açılışa katılamadı. Aslan’ın konuşma metnini AYM Başkanvekili Hasan Tahsin Gökcan okudu.
Arslan, metninde, AYM’nin ihlal bulduğu müracaatlar ortasında “ifade özgürlüğü” şikâyetlerinin değerli bir yer tuttuğuna işaret ederek “Terörün söz özgürlüğünün önündeki en büyük tehditlerden biri olduğu herkesin malumudur. Terörle gayret tarihinde demokratik devletlerin vakit zaman düştükleri bir tuzak vardır. Bazen hukuku bir kenara bırakarak ya da bir mühlet askıya alarak çaba etme zorunluluğundan bahsedilir. Aslında bu, tam da teröristlerin istediği şeydir. Hukuku ayak bağı olarak gören bir anlayış ve uygulamanın, verilen haklı uğraşa gölge düşürebileceği ve uzun vadede ağır maliyetlere yol açabileceği bilinmektedir” dedi.
Siyasi alanda da internetin kıymetli bir fonksiyon gördüğünü, devlet liderlerinin en kıymetli iletilerini toplumsal medya üzerinden verdiğini anlatan Arslan, ortaya çıkan idare modellerini tabir etmek için “twitokrasi” üzere kavramların icat edildiğini söyledi.
‘DİL, KİŞİLİĞİ YANSITIR’
Lider Arslan, konuşma metninde, İçişleri Bakanı Soylu’nun AYM kararlarına ait tenkitlerine de üstü kapalı cevap verdi. Aslan, “Yargı kararlarının eleştirilmesi de tabir özgürlüğü kapsamındadır. Yargı kararları, bilhassa Anayasa Duruşması kararları, kutsal metinler değildir. Eleştirilebilir, dahası eleştirilmelidir. Bundan en fazla kurumsal olarak kararları eleştirilen yargı kurumu faydalanır” dedi. Rastgele bir metni eleştirmek için onu okuyup anlamak gerektiğine işaret eden Arslan, “Kararlara yönelik kimi tenkitlerden görüyoruz ki kararlarımız okunmadan, bazen de okunduğu halde gereğince anlaşılmadan eleştirilmektedir… Tenkidin eleştirilenler bakımından tesirli ve yararlı olabilmesi büyük ölçüde kullanılan üsluba bağlıdır. Birden fazla kere ‘nasıl’ söylediğiniz, ‘ne’ söylediğinizin önüne geçer. Hiç elbet üslup ya da tabir stili da tabir özgürlüğünün garantisi altındadır. Elbette herkes dilediği üslubu tercih etmekte hürdür. Fakat yargı kararından fazla kararı verenlere odaklanan ve tenkit ötesine geçen tabirlerin yarar getirmeyeceği, çünkü eleştiriyi mecrasından uzaklaştıracağı açıktır” değerlendirmesini yaptı.
Arslan, kullanılan lisanın kimliği ve kişiliği yansıttığını, Mesnevi’de Mevlana’nın, “İnsan, lisanının altında batındır. Bu lisan, canın kapısına perdedir. Bir rüzgâr perdeyi savurunca, konutun içindeki sır bize aşikâr olur” dediğini aktardı.
Kamuoyuna davette bulunan Arslan, “Anayasa Mahkemesi’ne katkı yapmak istiyorsanız, lütfen kararlarımızı eleştirin. Tenkitleri hakikaten dikkate alıyor ve değerlendiriyoruz” sözünü kullandı.
NE OLMUŞTU?
AYM’nin “Şehirler ortası karayollarında şov ve yürüyüş düzenlenemez” kararını iptal etmesini eleştiren Soylu, AYM Lideri Aslan’a, “Madem özgür bir ülkeyiz, ana caddelerde, sokaklarda özgürce yürüyüş hakkının ortadan kaldırılmasını onayladınız. Polis müdafaası almana gerek yok. Bisikletinle işe git gel bakalım. Anayasa Duruşması Başkanı’na söylüyorum, kendi otomobilimle tek başına gitmeye ben varım, sen var mısın?” demişti.
Cumhuriyet
