Nazilerin 2’nci Dünya Savaşı’nda Polonya’da kurduğu toplama kampı Auschwitz’te kurulan orkestranın üyeleri ortasındaki Esther Bejarano 96 yaşında hayatını yitirdi.
Bejarano, orkestrada akordeon çaldığı için hayatta kalabilmişti.
Birçok Yahudi 1 milyon 100 bin kişinin katledildiği Auschwitz toplama kampı Sovyet Kızıl Ordusu tarafından 27 Ocak 1945’te özgürleştirilmişti. Hayatta kalmayı başaran 7 bin kişi kurtarılmıştı.
40 bayandan oluşan orkestranın üyesi Bejarano’nun dün, Hamburg’daki bir hastanede hayatını kaybettiği açıklandı. Orkestranın vazifesi, trenle yeni esirler kampa getirildiğinde ve ‘çalışmaları’ için buyruk verildiğinde kendilerine söylenen kesimleri çalmaktı. Bejarano, yaşayan birkaç orkestra üyesinden biriydi.
Kız kardeşleri ve anne-babası Naziler tarafından öldürülen Bejarano, 18 yaşındayken kampa götürülmüş ve taş taşımak başta olmak üzere ağır işlerde çalıştırılmıştı. Bir gün Nazi subaylarının kamptaki orkestra için akordeon çalan birini aradığını duydu ve enstrümanı çalmayı bilmemesine karşın istekli oldu.
2014 yılında Deutsche Welle’ye verdiğ röportajda o günleri, “Gelenlerin gaz odalarına yollanacağını biliyordunuz fakat yapacağınız tek şey orada durup enstrüman çalmaktı” diyerek anlatan Bejarano, bir müddet sonra Almanya’daki Ravensbrüçk toplama kapmına yollandı ve oradan kaçmayı başardı.
HAYATINI SOYKIRIMI UNUTURMAMAYA ADADI
2’nci Dünya Savaşı (1939-1945) bittikten sonra müzikçi olan ve bir müddet İsrail’de yaşayan Bejarano, 1960’ta Almanya’ya döndü. Hayatının geri kalan kısmını Holokost’u (Yahudi Soykırımı) unutturmamak için verilen gayrete adadı.
‘IRKÇILIK VE ANTİ-SEMİTİZM’LE UĞRAŞ ETTİ’
Anne Frank Eğitim Merkezi Lideri Meron Mendel, Twitter’da, onu şöyle anlattı:
“Esther Bejarano Auschwitz’te, kamptaki orkestrada akordeon çaldığı için hayatta kalabildi. Hayatını müziğe ve ırkçılık ve anti-Semitizm’le çaba adadı.”
Almanya Dışişleri Bakanı Heiko Maas, Bejarano’nun ıkrçılık ve anti-Semitizm’le gayretin kıymetli bir ‘sesi’ olduğunu söyledi.
Auschwitz Komitesi’nin kurucularından Bejarano, okullara gidip hayat hikayesini anlatıyordu.
Kaynak: Diken
Cumhuriyet
