Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Konseyi (YİK) üyesi Cemil Çiçek’in “Anayasa toplantısında 50 +1’in hem bugün hem de gelecekte kıymetli kahırlara sebebiyet vereceğini ve Türkiye’yi bir kaosa sürükleyeceğini söyledim yeniden söylüyorum…” kelamları tartışılmaya devam ediyor.
2019’da cumhurbaşkanı seçilmek için gereken yüzde 50+1 oranının değiştirilmesi teklifinde bulunan AKP’nin kurucularından ve eski bakan Faruk Çelik, “Türkiye sosyolojisinin buna hazır olmadığını savundum. Bugünden bakarsanız geriye hakikat, Tayyip Erdoğan açısından bakılmasını da hakikat bulmuyorum. AKP’nin oyu düştüğü için bunlar tartışılıyor diyorlar. Sizin oyunuz yükseldiyse partileri merkezde bütünleştirecekti fakat olmadı” dedi.
Sözcü müellifi Aytunç Erkin’e konuşan Faruk Çelik’in açıklamalarından satırbaşları şu formda:
-Tamamen sıkıntıda 50+1 görüşülürken de kanaatim birebirdi. Oylama sürecinde de bu türlü düşünüyordum. Türkiye sosyolojisinin buna hazır olmadığını savundum. Bugünden bakarsanız geriye yanlışsız, Tayyip Erdoğan açısından bakılmasını da yanlışsız bulmuyorum. AKP’nin oyu düştüğü için bunlar tartışılıyor diyorlar. Sizin oyunuz yükseldiyse partileri merkezde bütünleştirecekti ancak olmadı. Şu anda 50+1’den ötürü nasıl bir hisse alabilirim kanısıyla parlamentodaki partilerden beş parti çıktı. Nedeni bu sistem! Bu oran olmasaydı, başkanlık sistemiyle ilgili öteki hususları tartışacaktık ve çok daha sağlıklı olacaktı. Bu durum, gerilim ortamı getiriyor. Olmadık diyaloglar yaşanıyor. İYİ Parti, HDP’yle olsun mu olmasın mı? Tartışmalar yaşanıyor. CHP, HDP’yi sahiplenemiyor. İktidar hal koyamıyor! Oranı, sistemlerle karıştırmamak lazım. Ben diyorum ki: Oran, siyasetin rahatlaması için yine ele alınmalı. Kim gelirse olsun, lider kim olursa olsun, mali disiplin, iktisat konusu ne olacak?
-AKP’de kimseyle görüşmedim. Altını çiziyorum. Lakin buraya geleceğini iddia ettim. Erdoğan’la görüşmem olmadı. 2018’den itibaren sistemin sorun yaratacağını konuştum. Benim üretim şudur: Kimseyle çatışmaya girmedim! Hengame ortamı içinde değil aklı selim içinde kıymetlendirmek gerekiyor.”
-Oran sıkıntısı sistemle ilgili değil. Bu husus çözülürse siyasi partiler rahatlayacak. İki blok var. Oy oranları var. Erişilebilir durumdalar. Yüzde 50+1 olmasa bu partilerin eriştiğini görüyoruz. O da alabilir bu da alabilir. Bu rahatlığı sağlayamazsınız, yüzde 0.5’lik partilere siyaseti mahkum ederseniz. Öbür hususları tartışamazsınız. Sistemin temel konuşulması gereken bahisleri maalesef geride kalıyor.
“TÜRKİYE 50+1’İN YÜKÜNÜ ÇEKEMEZ”
Erkin ayrıyeten yazısında Çelik’in 2 Ekim 2019’daki toplumsal medya paylaşımlarına yer verdi:
“… Son iki seçimi, yaşanan tartışmalarıyla birlikte dikkatle irdeledim. Vardığım sonuç şudur; Türkiye sosyolojisi ve iktisadı yüzde 50 artı 1 oy yükünü çekemez. Bu benim görüşüm. Tespitimin, önünde yahut ardında bir şey aranmasını hakikat bulmuyorum. Kimileri, “Maalesef her şey çok ucuzladı” “İlk çeşitte yüzde 40 ve üzeri oy alan seçilsin. Yüzde 50+1 formülü Türkiye’yi yorar” tespitini bir kere daha sorduğumda Çelik, “50+1 yoracak tabi. ABD’de var mı? Oran var mı? Delegeyi alan kazanıyor. Yüzde 48’le alanlar var! 50+1 kaldırsanız bile seçilecek kişi yeniden yüzde 50’yle seçilir” dedi ve ekledi: “Bu tartışmalar yapılmalı. Daha geniş konuşalım. Artık siz yazacaksınız, gereksiz tartışmalar çıkacak. Maalesef her şey çok ucuzladı. Bu konuşmayı karşılıklı yapalım. Herkes herkesle oran kalktıktan sonra görüşsün. Sistemi konuşalım. Yüzde 50+1 kalkarsa partilerin yan yana gelip sistemi konuşabilir. Siyaset de rahatlar.”
NE OLMUŞTU?
Cemil Çiçek, geçtiğimiz Pazar günü Sözcü müellifi Erkin’e “50 + 1 önemli sorun çıkarıyor. Gelecekte de çıkaracak” açıklamasını yapmıştı. Çiçek’in kelamlarına MHP önderi Bahçeli’den cevap gelmişti.
Bahçeli şu tabirleri kullanmıştı:
“Yüzde 50+1 oyu eleştirenleri anlayışla karşılamamız, bunu felaket olarak yorumlayan karamsarları makul bulmamız abesle iştigaldir. Sayın Cemil Çiçek, yüzde 50+1’in dertlere sebep vereceğini argüman ediyor. Bu tuhaf ve tahrip gücü yüksek kelamların benzerini Türkiye’nin istikrarsızlığa gömülmesini, siyasi uyuşmazlıkların içine düşmesini isteyen çevreler de ileri sürüyor. Sayın Çiçek, sizin başınızda, lisanınızın altında sakladığınız bir oran var mıdır? Varsa ne vakit açıklamayı düşünüyorsunuz? Açıkla da bilelim, niyetini öğrenelim. Türkiye’nin kaostan, işgalden, imhadan kıl hissesi kurtulduğunu ne çabuk hafıza kayıtlarından çıkardınız. Buradan ne yapmaya, kimlere sevecen görünmeye çalışıyorsunuz?”
Cumhuriyet
